Caligari - Korku Sinemaya Geldiğinde
Yönetmen: Rüdiger Suchsland
Senarist: Rüdiger Suchsland
Görüntü Yönetmeni: Harald Schmuck, Frank Reimann
Kurgucu: Katja Dringenberg
Özgün Müzik: Michael Hartmann, İgor Stravinsky, Gottfried Huppertz, Cinema Orchestra
Yapımcı: Martina Haubrich
Yapım Şirketi: Looks Filmproduktionen Gmbh
Dünya Hakları: Looks Filmproduktionen Gmbh
Almanya, 2014, DCP, Renkli & Siyah-Beyaz
52', Almanca; İngilizce, Türkçe altyazılı
Bir Pazar Günü (Menschen am Sonntag)
Yönetmen: Robert Siodmak, Edgar G. Ulmer
Senarist: Billy Wilder, Fred Zinnemann
Görüntü Yönetmeni: Eugen Schüfftan, Edgar G. Ulmer
Oyuncular: Erwin Splettstösser, Wolfgang Von Waltershausen, Christel Ehlers, Brigitte Borchert, Annie Schreyer
Yapım Şirketi: Ideal Film Ag
Almanya, 1929, DVD, Siyah-Beyaz
73´, Sessiz; Fransızca, İngilizce, Almanca, Türkçe altyazılı
Daha önce festivalde hem FIPRESCI hem de En İyi İlk Film jürisinde görev almış, Alman sinema yazarı Rüdiger Suchsland'ın ilk yönetmenlik denemesi Caligari - Wie der Horror ins Kino kam, Dışavurumculuk akımının sinemadaki yansımaları ve Weimar Cumhuriyeti üzerine. Ünlü Alman sosyolog Siegfried Kracauer'in sinema tarihiyle ilgili araştırmalar için köşe taşı niteliğindeki ünlü kitabı From Caligari to Hitler gibi, Suchsland'ın filmi de söz konusu dönemi ele alırken Robert Wienen'in dışavurumcu klasiği Dr. Caligarinin Muayenehanesi'ni merkeze yerleştiriyor. Weimar Cumhuriyeti'nin taşıdığı hissiyatın günümüzden çok da farklı olmadığını belirten Suchsland; savaştan yeni çıktığı için korku içerisinde, bir yandan delicesine tüketen diğer yandan ekonomik krizle boğuşan bir dünyada dışavurumculuk akımının önem kazanmasına dikkat çekiyor. Tüm dünyada ses getiren Alman Dışavurumcu Sinemasının örneklerini Dr. Caligarinin Muayenehanesi'nden yola çıkarak analiz ederken; I. Dünya Savaşı'na ve Weimar Cumhuriyeti döneminde Almanya'ya dair arşiv görüntülerine ve pek çok klasik filmden özenle seçilmiş sahnelere yer veriyor.
Suchsland'ın belgeseli dönemin Almanyası'ndaki gerilimin, siyasi paranoyanın ve karamsarlığın altını çizerken, Weimar Cumhuriyeti'nin son zamanlarında çekilmiş Menschen am Sonntag'da farklı bir resimle karşılaşıyoruz. 1930 yapımı bu film; sadece Robert Siodmark, Fred Zinnemann, Edgar G. Ulmer, Billy Wilder gibi geleceğin ustalarını kariyerlerinin başında bir araya getirmesiyle önemli değil. Bir dışavurumcu sinema örneği olmayan Menschen am Sonntag, amatör oyuncuları ve dış mekânlarda yapılan çekimleriyle bir anlamda o yıllara dair belge niteliği de taşıyor. Berlin'de beş genç insanın bir pazar günü yaşadıklarına ve gönül ilişkilerine odaklanan film, Dışavurumcu Sinemanın karamsar bakış açısını paylaşmıyor. Hitler'in iktidara gelişinin birkaç yıl öncesinde Almanyadaki gündelik yaşamı sergileyen bu başyapıt, kendi hikâye dünyası içerisinde dönemin siyasi gerilimine yer vermese bile, sinema tarihindeki yeri nedeniyle bugün Nazi Almanyası'ndan bağımsız ele alınamıyor. Zira filmin yaratıcıları birkaç yıl sonra Amerika'ya göç etmek durumunda kalmış, Menschen am Sonntagın perdeye yansıttığı özgür dünya 1933te kaybolmuştu. – Engin Ertan