Labirent 3D

Korku sineması denince akla ilk gelen ülke olan Japonya, LABİRENT 3D ile kendi adına bir ilke imza attı ve ülkenin animasyon olmayan ilk 3D filmi, dünya çapında görücüye çıktı. Haklı bir üne sahip Japon korku filmlerinin altın çocuğu, ünlü Garez ve Juon serilerinin yaratıcısı Takashi Shimizu, bu sefer üç boyutlu olarak sinemaya dönüyor.

Filmde olaylar yıllar önce esrarengiz bir lunaparkta ortadan kaybolan arkadaşları Yuki’nin yağmurlu bir gecede geri dönmesiyle, kendilerini bir hesaplaşma içinde bulan bir grup arkadaşın öyküsü anlatılıyor.

Çocukluğunun geçtiği şehre uzun zaman sonra geri dönen Ken’i burada çocukluk arkadaşları Motoki ve Rin karşılar. Gözleri görmeyen Rin ile Motoki, beraberlerdir ve birlikte yaşıyorlardır. O gün şehre dönen ve Motoki ile Rin’in kapısını çalan tek kişi Ken değildir. Yıllar sonra bir araya gelen bu üçlünün, aslında “dörtlü” olduğu zamanlardan bir arkadaşları, Yuki, o gecenin davetsiz misafiridir.

Ancak Yuki’nin dönüşü, Rin, Motoki ve Ken üzerinde sevinçten çok şaşkınlık yaratır. Çünkü Yuki tam on yıl önce ortadan kaybolduğundan beri, ne arkadaşları, ne de ailesi ondan haber alabilmiştir. Onu en son gördükleri, lunaparktaki “Korku Evi”nden sonra, Rin’in kapısının önünde aniden belirivermesi hepsini şüpheye düşürmüştür.

Ken, Motoki ve Rin; Yuki’nin ailesine haber verirler. Yuki ortadan kaybolduktan kısa süre sonra babası vefat etmiş, annesi ise hem kızıni hem kocasıni kaybetmenin etkisiyle akli dengesini yitirmiştir. Eve çeki düzen vermek, Yuki’nin küçük kardeşı Miyu’ya kalmıştır. Arkadaşları ve kardeşı, Yuki’yi on yıldır hiçbir şeyine dokunulmamış odasına götürdüklerinde, burada çocukluğundan kalan tavşan şeklindeki sırt çantasını gören Yuki fenalaşır ve merdivenlerden yuvarlanır. Bilincini yitiren Yuki’yi, hemen en yakındaki hastaneye götürür arkadaşları.

Hastaneye vardıklarında, etrafta hiç personel olmadığını fark eden gençler bu garip mekanın gizemini çözemeden, Yuki kendine gelir ve hatanenin karanlık koridorlarında gözden kaybolur. Bundan sonrası; Ken, Rin, Motoki ve Miyu için uzun bir gecenin sadece başlangıcıdır. Yuki’yi ararken; aslında bir hastanede değil, çocukluklarından kalma anıların hala koridorlarında dolaştığı bir labirentin içinde kısılı kaldıklarını anlamaları uzun sürmez.

On yıl önce, henüz çocukken yaşadıkları talihsiz bir olay, şimdi peşlerini bırakmıyor, onları canları pahasına vicdanlarıyla yüzleşmeye zorluyordur.