Vizyona Giriş Tarihi: 28 Nisan 2006 Yarışma programında olduğu Berlin Film Festivali`ndeki gösterimiyle birlikte sinema dünyasında övgü dolu yankılar yaratan ve politik sinemanın son yıllardaki en etkileyici birkaç örneğinden biri sayılan, Michael Winterbottom ve Matt Whitecross`un yönettiği "The Road To Guantanamo", İngiltere`de gösterime girdikten çok kısa bir süre sonra Türk izleyicilerle buluşacak. Gündeme derin bir parmak izi bırakan ve tarihe mal olması kaçınılmaz olan bu vurucu yapım, Guantanamo`da yaşanan insanlık dışı olayları olanca çıplaklığıyla gözler önüne seriyor ve etkisi ister istemez izleyicinin boğazında bir yumruk gibi düğümleniyor.
ABD`nin Afganistan`da tutuklayıp El Kaide üyesi oldukları iddiasıyla Küba`daki Guantanamo kampında insanlık dışı koşullarda sorguladığı İngiliz vatandaşı üç Pakistanlı genç, hem öykülerini kameraya anlatıyor hem de yaşadıklarını bizzat oynayarak canlandırıyor. Olayın kahramanlarından dördüncüsü Afganistan`da kaybolmuş. "The Road to Guantanamo" dört talihsiz gencin öyküsünü gerçekçi biçimde aktarıyor. Evlenmek için Pakistan`a dönen Asıf İkbal`in üç arkadaşı düğüne katılmak için İngiltere`den geliyor. Birlikte tatil yapan arkadaşlar 2001 Eylül`ünde camideki vaazdan etkileniyor ve sadece 2.50 £ tutarındaki yolculuk ücreti karşılığında Afganistan`a insani yardımda bulunmaya gidiyor.
2 yıl tutuklu kaldılar
Ancak karmakarışık haldeki Afganistan`da yardımda bulunamadıkları gibi ülkelerine de dönemiyorlar. Münir Ali, ABD bombardımanında kayboluyor. Asıf İkbal, arkadaşı Şefik Resul, Ruhel Ahmed ve konvoydaki kuzeni Sahid ile birlikte Kuzey İttifakı askerlerince tutuklanıyor. Amerikalıların sorguladığı tutuklular 13 Ocak 2002`de ABD`nin Küba Guantanamo Körfezi`ndeki hapishanesine gönderiliyor. FBI bazı video ve fotoğraflarda üç İngiliz gencin 2001`den önce El Kaide militanı olduklarını belirlediğini iddia etse de İngiliz Gizli Servisi o tarihlerde İngiltere`de olduklarını kanıtlıyor. 5 Mart 2004`e dek üçü de tutuklu kalıyor!
Filmin en vurucu yanları Guantanamo`daki koşullar. Kendine demokrat diyen hiç kimsenin varlığına kayıtsız kalamayacağı, insanlık dışı uygulamalara uygar kılıflar geçirilmiş olan ABD hapishanesi, Nazi toplama kamplarının çağdaş versiyonu gibi. Film, ABD askerlerini de SS misali betimliyor. Tek eksik gaz odası!
Sitemizde yer alan Mekan sahipleri ,etkinlik düzenleyenler, Kare (QR) kodunuzu oluşturun, bilgilerinizi mobil kullanıcılarla kolayca paylaşın. Oluşturduğunuz kare (QR) kodu yazıcınızdan basarak hemen kullanabilirsiniz.