Sultanahmet Meydanı çevre düzenleme çalışmaları ile “Asırlık Tatlar ve Sanatların yansıyacağı sergi alanında incelemelerde bulunan Başkan Topbaş, “Geleneksel kültürümüzü yaşamak ve yaşatmak için kurulan ve adeta bir Osmanlı Çarşısı’nı hatırlatan bu sergi gelecek kuşaklara ve diğer şehirlere örnek olsun istiyoruz” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, “Sultanahmet Meydanı Çevre Düzenlemesi İnşaatı” ile “Asırlık Tatlar ve Sanatlar” sergi alanında incelemelerde bulundu ve basın mensuplarını İstanbul’daki Ramazan hazırlıkları konusunda bilgilendirdi. Çok sayıda gazetecinin takip ettiği gezide İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bazı bürokratları ile sergide stand açan pek çok ünlü markanın yöneticisi de yer aldı.

Ramazan İstanbul’da Yaşanır…
İstanbul’un Ramazan-ı Şerif’te gerçekten çok farklı bir atmosfere büründüğünü ifade eden Başkan Kadir Topbaş, “Minareler şehri diye bilinen İstanbul’un, Ramazan ayındaki manevi atmosferi ve etkinlikleriyle ciddi anlamda etkileyici bir boyutu var. İslam Alemi ile yurtiçi ve yurtdışından gelecek turistlerle Ramazan ayının çok iyi hissedilmesini arzu ediyoruz ve bunun için bütün hazırlıklarımızı tamamladık. Ramazan-ı Şerif’in tüm İslam Alemine ve insanlığa hayırlar getirmesini diliyorum. Bu mübarek ayın bereketinin dünyanın barış ve huzuruna vesile olmasını diliyorum. Tüm dostlarımızı İstanbul’a bekliyorum. Bu güzellikleri gelip burada temaşa etsinler istiyorum” diye konuştu.

Geleneksel Tatlar, Sanatlar ve İmalatlar Bu Sergide
Geçmiş Ramazanlarda yapılan Sultanahmet etkinliklerinin pek hoşa gitmeyen mekanlarda ve tarzda yapıldığını ve Sultanahmet Çevre Düzenlemesi’ni yaparken bu etkinlikleri buradan tamamen kaldırdıklarını ifade eden Başkan Topbaş, şöyle konuştu;

“Sultanahmet’te şu anda 40 bin metrekarelik sert zeminin 30 bin metrekaresi Osmanlı taşı denilen Bergama taşıyla döşendi. 30 bin metrekarelik yeşil alan da var ve bunun da 8 bin metrekaresi bitti. Aydınlatma sistemleri bizim geleneksel tarzlarımıza uygun olarak yapıldı. İstedik ki 100 yılı aşkın müesseselerimiz, kaybolmaya yüz tutmuş bir takım sanat ve zanaatlarımız Ramazan-ı Şerif boyunca bu tarihi mekanda batıda da gördüğümüz tarzda sergilensin. Geçmişte olduğu gibi bir takım kokuların olmadığı, nezih, daha temiz ama ve bizi ifade eden bir tarzda bir sergi alanı hazırladık.

Sarayova’daki Başçarşı’yı andırır tarzda ve yani Osmanlı izini, bizi yansıtan, bizi hissettiren arasta tarzında bir çizgiyi burada tasarladık. Osmanlı döneminde kurulan standların bir örneği alınarak tasarlanan bu çarşı, tamamen bizim geleneksel çarşı kültürümüze uygun tarzda inşa edildi. Birçok saygın asırlık müessesemizin ancak bir bölümüne burada yer verebildik. Burada kendi alanında çok önemli firmalar var ve standlara kiralama ücreti koymadık. Bunun karşılığında halkımıza kaliteli ve ucuz ürünler sunmalarını ve ikramlarda bulunmalarını istedik. Standlarda bizim geleneksel gıdalarımızın, el işi, el emeği ve göz nurumuzun yansıması olan ürünlerin sunumunun yanı sıra imalatı da yapılsın istedik.”

Sergi Diğer Şehirlere ve İlçelere Örnek Olacak
Sergide yer alan 94 birimin Ramazan boyunca İstanbulluların, İstanbul dışından gelenlerin ve turistlerin hayranlıkla izleyecekleri imalat uygulamaları yapacağını vurgulayan Kadir Topbaş, “Mesela Güllüoğlu yufkanın açılışını gösterecek, el sanatlarındaki çalışmaları burada görme imkanı olacak, diğer taraftan Hacı Bekir lokum kesecek. Konyalı Osmanlı şerbetlerini burada takdim edecek. Her müessesemizi olabildiğince getirmeye çalıştık ve bizi ifade eden bir sokak oluşturduk. Tabi ki burada Malatya Pazarı’ndan tutunuz Vefa Bozacısı’na kadar her alanda da özellikleri ifade edecek isimler koyduk. Pazar günü akşam namazından sonra, Ramazan-ı Şerif’in arife gününde açılışı yapacağız.

İnanıyorum ki geçmişle mukayese edildiğinde çok farklı bir konsept yakaladık ve doğru bir iş yaptık. Geleneksel kültürümüzü yaşamak ve yaşatmak için kurulan ve adeta bir Osmanlı Çarşısı’nı hatırlatan bu sergi gelecek kuşaklara ve diğer şehirlere örnek olsun istiyoruz. Arzu ediyoruz ki, Ramazan etkinliklerinde diğer ilçelerimiz ve şehirlerimiz de bu tarz mekanlarda etkinlikler yapsın, panayır yeri mantığını geride bıraksın” şeklinde konuştu.

Ramazan-ı Şerif boyunca İstanbul’da çok farklı etkinlikler yapılacağını, Sultanahmet’in dışında Feshane Kültür Merkezi’nde kültür aktivitelerinin, Beyazıt Meydanı’nda kitap fuarının yer alacağını aktaran Topbaş, “Belediye olarak örnek bir model ortaya çıkarttık. İnanıyorum ki bu modeli gören diğer kentler ve ilçelerimiz de bu modeli uygulayacak. Bu bizden bir parçadır ve değerlere sahip çıkmadır. İnanıyorum ki Ramazan-ı Şerif’te İstanbul’da bulunan yabancılar da bu sergiden ve etkinliklerimizden çok ciddi anlamda etkilenecek. Burası İstanbul’un ve tarihimizin tanıtım noktası olarak çok önemli bir iz bırakacak” dedi.

Ayasofya Meydanı’nda Tarihi Bir Çeşme Ortaya Çıkartıldı
Sergiyi gezen Başkan Kadir Topbaş, basın mensuplarına “Sultanahmet Meydanı Çevre Düzenlemesi İnşaatı” sırasında Ayasofya Müzesi’nin önünde bulunan tarihi çeşmeni yerini de gösterdi. 16 yüzyıla ait tarihi eserin burada sert zemin çalışması yapıldığı sırada bulunduğunu belirten Başkan Topbaş, şu bilgileri verdi;

“Daha önce yerleşim alanı olarak kullanılan bu bölgede 16. yüzyıl Kanuni döneminde ve Mimar Sinan’a ait olduğu tahmin edilen ve Kırk Çeşmeler tesislerinden biri olan bir çeşme yerin 5 metrekare altında bulundu. O dönem çevre halkına su veren ve İstanbul’da diğer bölgelerde de örnekleri olan ve Çukur Çeşme olarak bahsedilen bir çeşme. Çukur Çeşme olmasının sebebi de o dönemde pompa imkanı olmadığı için suyu temin etme açısından Bozdoğan Kemeri ve diğer su yollarıyla gelen suların halkın kullanımına sunumu adına biraz çukura yapılmış. Bu eserin düzenleme çalışmaları yapılacak ve belki bir cam örtüyle örtülerek çeşme zarar görmeden görülme imkanı olacak. Ayasofya Meydanı’nda yeni bir eser olarak burada ortaya çıkarılmış oluyor, bu çok önemli bir çalışma.”

Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde Bahsettiği Çeşme
Kadir Topbaş basın mensuplarına bulunan çeşmelerin fotoğraflarını da gösterirken SİT Alanları Yönetimi Başkanı Mimar Dr. Halil Onur da bulunan çeşmenin İstanbul’da benzerleri görülen bu çeşmelerin en büyüğü olduğunu söyledi. Bu çeşmenin bir benzerinin Sultanahmet Meydanı’nın diğer köşesinde yer aldığını belirten Onur, bir soru üzerine bulunan çeşmenin büyük ihtimalle Evliya Çelebi’nin ’’Seyahatname’’sinde bahsettiği çeşmelerden biri olduğunu kaydetti.

Çeşmenin üzerinde hiç bir kaynak hiç bir dokümanının mevcut olmadığını ifade eden Onur, “Koruma Kurulu ve Arkeoloji Müzeleri denetiminde yapacağımız detaylı çalışmayla bunları da aydınlatacağız. Sultanahmet aynı zamanda şenlik alanı olduğu için bu çeşmeler ahaliye de hizmet etmekteydi. Bulduğumuz eser 2 metreye yaklaşık 14 metre boyutlarında oldukça büyük çeşme. 16. yüzyılda yapıldığı ve Mimar Sinan’a ait olduğu düşünülüyor, ama daha yeni bulunduğu için detaylı araştırmalar yapılmadı. İstanbul’da bu çeşmelerden 5-6 adet daha mevcut. Bu istisnai bir örnek ve bulunan çeşmelerin en büyüğü” diye konuştu.