Rampa, 13 Kasım–22 Aralık 2012 tarihleri arasında Erinç Seymen’in “Tohum ve Mermi” isimli sergisinde ev sahipliği yapıyor. Seymen’in yaklaşık üç yıllık çalışmasının ürünü olan desen ağırlıklı sergide sanatçının uzun süredir üzerinde çalıştığı çok katmanlı projesi Sangoi (2011–12) de ilk kez seyirciyle buluşacak.
Sosyal (dez)avantajların doğallaştırılma biçimlerini, toplumsal uzlaşının nasıl muhafaza edildiği ve/ya nasıl toplumsal ayrışmaya-çatışmaya dönüştüğünü tartışmaya açan “Tohum ve Mermi”, Seymen’in sanatında baskın bir özelliğe dönüşen sabırlı ve yoğun üretim tavrının belki de en saf haliyle ortaya çıktığı sergi olma niteliğini taşıyor. Seymen'in yeni yapıtları, birbiriyle bağlantılı ve tutarlı bir dizi sembolik imge dizisi üzerinden, günümüz ilişki ve algı koşullarını yeniden düzenlememize yönelik alternatif bir iletişim aracı olma önerisinde bulunuyor.
Serginin birinci kısmında sekiz bağımsız yapıt yer alıyor. Sanatçının, ütopya edebiyatının çeşitli örneklerinden esinlenerek ürettiği Sürpriz Tanık 1 (2011) ve Sürpriz Tanık 2 (2012), sınıfsız bir toplumda iş bölümünün nasıl düzenleneceği, kirli işleri kimin yapacağı, üretim ilişkilerinin nasıl kurulacağına dair derinlikli bir sorgulama talep ediyor ve bu soruları tedirgin edici, masalsı karşılaşma anlarıyla kurguluyor. Serva ex Machina (2010), teslimiyet/sömürgecilik motifini çapraşık bir kompozisyon içinde, görsel şiddetin sınırlarını izleyicinin algı seviyesi üzerinden test eden ve Seymen’in kanıksama ile yabancılaşma arasında salınan yapıtlarının bir devamı niteliğinde. İsimsiz (2011) ile niyet farklılıklarından doğan ihtilafı ve asimetriyi müstehzi bir yaklaşımla işleyen Seymen, Patriot (2009) ve Sadakat (2011) ile adanmışlığın, ortak değerlere bağlılığın sabitleyici etkilerinin, aidiyet kültürünün izini sürüyor. Denetleyici/otoriter kurumların hiç kapanmayan gözleri Babişko (2011) ve İsimsiz (2009) gibi yapıtlar vesilesiyle seyirciyi adeta sergi mekanında takip ediyor.
Serginin ikinci kısmında yer alan ve desen, video, yerleştirme gibi farklı disiplinleri bünyesinde barındıran Sangoi ise günümüzün rekabet toplumunda acımasızca paylaştırılan kazanan/kaybeden rollerini ve kozların eşitsiz dağılımını sorunsallaştırıyor. Proje ismini, İsviçreli çocuk psikanalisti Hans Zulliger’e tedavi edilmek üzere getirilen üç kardeşin yetişkinlerin dünyasından kaçıp muhtelif fantazilerini gerçekleştirdiği hayali ülkeden alıyor. Bireylerin iktidar mekanizmalarıyla pazarlık gücünü ve sosyal statülerini belirleyen dört önemli unsur olarak sınıfsal kimlik, kültürel kimlik, arzu ve siyasi iktidar gereçlerinden hareketle üretilmiş 4 seriden oluşan 52 ikonografik desen galibiyet veya yenilgiyle sonuçlanmayan bir oyuna evriliyor. İzleyici, Seymen tarafından oyun kartlarına dönüştürülen, kartlardan videoya sıçrayan bu geniş sembol kümesi aracılığıyla politik bir hafıza bulutunun içine girmeye ve oyun kuralı ile toplum yasası arasındaki bağıntıyı sıra dışı bir mercekle incelemeye davet ediliyor.
Salı – Cumartesi 11:00 – 19:00
- Yorumlar ve Derecelendirmeler
- Herhangi bir yorum yapılmadı ilk yorumlayan siz olun...