Nu-disco tarzının başarılı temsilcilerinden İsveçli Martin Brodin, 13 Kasım'da R2D2'de sevenleriyle buluşuyor.

"Herkes için disko!" mottosuyla hareket eden son zamanların underground temelde hızla yükselen yeni akımı; nu-disco... 70'ler ve 80'lerin disko müziğine yeni kıvrımlar ekleyerek günümüze uyarlayan bu akımın en önemli mimarlarından biri de melankolik havasıyla meşhur İskandinav ülkesi İsveç'ten çıkan Martin Brodin... 

İsveçli deep house plak şirketi Deeplay Music ve onun yan kolu Deeplay Soultec'in kurucusu olan Brodin'in sevdiği müzikle bu içli dışlı ilişkisi 80'lerde Yello, Depeche Mode ve Kraftwerk'i dinlemesiyle başladı. Yaşıtlarıyla takıldığı club ortamlarında duyduğu Lil Louis'in klasiği "French Kiss" parçası, onu bu müziğin tutkunu haline dönüştürmeye yetmişti. 2010'da yönünü, gençlik tutkusunun köklerine çeviren Brodin, disko müzik aşkına sadık kalarak sahip olduğu 70'lerin başından 80'lerin ortalarına varan geniş şarkı koleksiyonunu ve özel koleksiyon plaklarını tozlu raflardan çıkarttı.

Yaklaşık bir sene boyunca dinlediği bu koleksiyondan parçalar ona yeniden ilham kaynağı olduğunda artık disko sahnesini ve yeni çıkan alt türleri onurlandırma zamanının geldiğine inanıyordu. 2010 yılında kurduğu kendi plak şirketi MB Disco ile nu-disco'yu yayma vakti gelmişti. Ilija Rudman, Ray Mang, Chicken Lips and Drop Out Orchestra gibi isimlerin ilgisini çekerek iş birliği yapmakta gecikmeyen Brodin, Newcleus ve Giorgio Moroder'un klasiklerine getirdiği yeni yorumlarla yerini sağlamlaştırıyordu. 

2011'de yaptığı Human League'nin Sky remixi onu Los Angeles'taki Gold Star Stüdyoları'nın prodüktörü Phil Spector ile yakınlaştıracak ve onun "Wall of Sound" kayıtlarında yer edecekti. Ancak yaptıklarının ciddi anlamda değer gördüğü yıl olarak 2012 olarak gösterebilir zira bundan sonra Brodin, Nang ve Compost gibi ünlü plak şirketlerinden de remix istekleri almaya başlayacaktı. Bu sırada uğraştığı kendi albümü "Bla Bla Bla" ise ışığını 2013'ün Mart ayında bularak Nu-disco ve deep house hayranları arasında adeta bir gökkuşağı gibi açtı. Albümde Bryan Ferry'nin 1985 tarihli hit parçası Don't Stop The Dance'i yeniden düzenleyen Brodin'in bu parçası onun altın yumurtlayan tavuklarından en göze çarpanıydı. 

Phil Spector'la arkadaşlığı ilerleyen Brodin, bu parçanın klibinin düzenlemesini de ona yaptıracaktı. Albümden sonra gelen tepkilerin onu aştığını ve daha fazlasını isteyemediğini dile getiren Brodin, nu disconun bu kadar sevilmesiyle ilgili olarak da; "En son çıkan club parçasına göre bu müzik, içinde eski tınılar taşıdığı için insanlarda aidiyet yaratıyor. Özellikle de eskilerden bir şeyler çalarken buna yeni kıvrımlar ekliyorsanız... Unutmayın, iyi bir disko şarkısına kimse direnemez!" diye ekliyor.