Ufuk çizgisi, her akşam 19 :30 – 04 :00 saatleri arasında aydınlatılmaktadır.
Çalışmalarında temel malzeme olarak kent bileşkenlerini kullanan Fransız plastik sanatçı Bertrand Ivanoff, İstanbul’un kentsel dokusundan esinlenen yeni bir ışık enstalasyonu projesi gerçekleştirdi.
11. Uluslararası İstanbul Bienali paralel etkinlikleri arasında yer alan “Eğik Ufuk Çizgisi” adlı bu ışık enstalasyonunda, yoğun mavi renkte neondan yatay bir çizgi (yaklaşık 140 m) eski Park Otel binası üst cephesi boyunca yerleştirilmiştir. Bertrand Ivanoff’un bu çalışması, bina üzerinde yeni bir ufkun başlangıcı gibi sade ve arı bir çizgi çizerek insan barındırmayan bu alana geçici olarak yerleşirken birçok soruyu da gündeme getirmekte.

Işık enstalasyonları gerçekleştiren Fransız sanatçı Bertrand Ivanoff, İstanbul’un kentsel çehresinde, projeleri için zengin bir esin kaynağı bulmakta. Birkaç yıldan bu yana çalışmalarını İstanbul’da sürdüren bu « gezgin » sanatçı, kentin Avrupa yakasının mimari dokusunu en ince ayrıntısıyla keşfederek estetik olduğu kadar gerçek bir işbirliğinden doğan yapıtlar tasarlamakta.

Bertrand Ivanoff “Eğik Ufuk Çizgisi” adlı yeni projesinde İstanbul’un çehresinde simgesel bir önem taşıyan eski Park Otel binasına farklı bir bakış getiriyor.
Sanatçı, son projesi için bu sıradışı mekanı seçmesiyle ilgili şunları belirtiyor : « İstanbul’a ilk gelişimden beri bu dev yıkık ve itici bina iskeleti beni hem şaşırtmış hem de aynı zamanda büyülemiştir. Bu terkedilmiş yığından etkilendiğim kadar kentin mimari çehresine ve sakinlerine karşı gösterilen bu ilgisizlik karşısında şaşkınlık da duymaktayım. »

Park Otel İstanbullular’ın ortak belleğinde önemli bir yere sahip. Uzun bir süre İstanbul’un sosyal hayatının vazgeçilmez bir parçası olan otel zaman içerisinde bu işlevini kaybetmiştir. Yıllar içerisinde el değiştiren otel binası İstanbul’un gündeminde uzun süre önemli tartışmaların odağı da olmuştur. Yıllardır el değmemiş olan binanın rehabilitasyon çalışmaları için yasal süreç ise halen devam etmektedir.

Bertrand Ivanoff, bu binanın insani ve kentsel çevresiyle ezici ilişkisine doğrudan, basit ve simgesel bir yaklaşım getirmekte. Binanın son katında, zemin ve tavan arasında tüm bina boyunca (yaklaşık 140 m), yeni bir geleceğin başlangıcı gibi yerleştirilen bu ufuk çizgisi, daha önce ağır ve karanlık bir yığın gibi gözüktüğü İstanbul’un siluetine yeni bir bakış açısı getiriyor. Akşam olduğunda ve ufuk çizgisi aydınlatıldığında, bu beton yapı geleceğin işaretini taşıyan dinamik bir unsura dönüşmekte. Böylece sanatçı, binanın edilgen terkedilmişlik durumunu tersine çevirmekte ve bina yığınına ve boyutlarına farklı bir bakış getirerek ona etkin bir rol vermeyi amaçlamakta.

Gökyüzü rengindeki bu uzun çizgi Boğaz’ın kıyılarından, Kadıköy, Üsküdar veya Harem’den bakıldığında sanki binaların damları ve Beyoğlu’nun tepelerinin sırtları üzerinde gerilmiş gibi durmaktadır. Büyüklüğü nedeniyle enstalasyonu görmek için gerileyerek ve uzaklaşarak bakmayı gerektiren proje, mesafeyle oynamakta ve böylece izleyicinin bina ve çevresiyle farklı bir ilişki geliştirmesini sağlamakta. Sanatçı, böylece, hiçbir işlevselliği olmayan ölü bir alanı, bir keşif ve sorgulama ilişkisi içerisinde, zevkli bir seyir haline getirmekte.

Bertrand Ivanoff, arzuyu tetikleyen zevkle kurduğu bu ilişkiyle, 2009 yılı Bienali’nin Berthold Brecht’e atıfta bulunarak sorduğu «İnsan neyle yaşar ? » sorusuna bir cevap getiriyor. Sanatçının bilinçli olarak hafif bir eğim vererek çizdiği ufkun iki ucu aynı seviyede bulunmamakta. Bu çizgiyi oluşturan her nokta bu nedenle aynı değere sahip değildir. Bu da, her aşamasının bir güzergah olduğu yaşama dair bir metafordur : herkes bu çizgiyi aşağı doğru inen, yukarı doğru çıkan veya iki şekilde de algılayabilir. Kesin olan, bu çizginin bir doğrultusu olduğu…

Bertrand Ivanoff daha önce, 2007 Uluslararası İstanbul Bienali çerçevesinde gerçekleşen “Uykusuz Gece” etkinliği kapsamında, “İst.Pembe” ışık enstalasyonu projesini tasarlamıştı. Bu proje kapsamında, Tophane’deki bir bina cephesinde Beyoğlu’nun sokak planını pembe neon ışıklarıyla yeniden oluşturan Bertrand Ivanoff daha sonra bu fikirden yola çıkarak Beyoğlu’ndaki Borusan Kültür Sanat çatısı altında hayata geçen ArtCenter/İstanbul binasını her akşam aydınlatmaya devam eden ışık enstalasyonunu gerçekleştirdi.

11. Uluslararası İstanbul Bienali paralel etkinlikleri arasında yer alan « Eğik Ufuk Çizgisi » ışık enstalasyonu Eylül ayının başından beri akşamları izlenebilmektedir. Bertrand Ivanoff’un Fransız Kültür Merkezi’nin İstiklal Caddesi’ne bakan duvarları üzerinde gerçekleştireceği sıradışı ışık enstalasyonu da 12 Eylül’den itibaren görülebilecek.
Bu proje, İstanbul Fransız Kültür Merkezi ve Boğaziçi Yatırım Turizm ve Gayrimenkul Geliştirme A.Ş işbirliği ile gerçekleşmiştir.