Fototrek Fotograf Merkezi’nin İstiklal Caddesi Mısır Apartmanı’ndaki fotograf galerisinin Mayıs ayı konuğu Seyahatname – I isimli çalışması ile Fazıl H. Yıldırım.

Bu sergi, farklı görünen aynılara; ayinleriyle, ölümleriyle, sokaklarıyla, doğasıyla koşturmacanın karmaşası içinde kaybolmuş sadeliklere uzanan seyahatlerin hikayesidir.

Cevizli Görsel İletişim, EPSON, Kıvılcım Ajans ve Türkiye Halk Bankası serginin sponsorluğunu üstleniyor.

Sergi, 07 Mayıs 2011 Cumartesi günü saat 19:00’da 360 İstanbul sponsorluğundaki kokteyl kokteyl ile açılacak.

Sergi ile aynı adı taşıyan fotograf albümü de açılış günü yayınlanacak.

Seyahatname – I

İşle ev arasına sıkışıp kalmış hayatlarımızdan bir kaçıştır seyahat. Hep bir acelesi olan yaşamlarımızdan geri düşmüş ruhlarımızın bize yetişme fırsatıdır seyahat. Farklı olana merak, farklı olanı bulma çabasıdır seyahat. Farklı görünen aynılara bir yolculuktur seyahat. İçinde kaybolduğumuz hayatın dışarıdan seyircisi olma şansıdır seyahat.

Bir meydanın ortasında gözlerinizi kapayıp durduğunuzda zaman da sizin için durmuştur artık. Seyahatinizin büyüsüne kapıldığınız bu sıra siz orada yokmuşçasına hayat etrafınızda akmaya başlamıştır bile; Marakeş Faniler Meydanı’nda bir cümbüş havası...

Cambazları, hokkabazları, yılan oynatıcıları, maymun terbiyecileri, ortalığı dumana boğan yemek çadırları, meydanı dolduran kalabalığı ile her gün tekrarlanan bir curcuna...

Kathmandu Saray Meydanı’nda bir cümbüş havası... Tozu dumana katan araç ve korna trafiği, tapınaklardan yükselen çan sesleri, tütsü kokuları. Tapınakların etrafında dönen, dualar okuyan rengarenk kalabalıklar. Turistlerin peşinden koşturan işportacılar ile her gün tekrarlanan bir curcuna...

Lhasa Barkor Meydanı’nda bir cümbüş havası... Tapınaklardan yükselen yanık tereyağı kokuları, dönen dua çarklarının gıcırtısına karışıp meydana yayılan mantra sesleri. Ardı arkası kesilmeyen, sizi sarıp sarmalayıp içine çeken budist ayinleri. Seyyar satıcıların yaratıcı turist avlama koşturmacaları ile her gün tekrarlanan bir curcuna...

Şam Eski Kent Meydanı’nda bir cümbüş havası... Hamidiye çarşısından Emeviye Camii’ne doğru yüzlerce yıldır hiç değişmeden sel olup akan kalabalıklar. Çarşıdan yükselen uğultulara, bağrışmalara yol gösteren ezan sesleri, Camii avlusunda kör hafızlardan yükselen dualar, hristiyan mahallesinde yankılanan çan sesleri.

Masalcı Sadi’nin kahvesinden yükselen kahkaha sesleri... Sokaklarda hediyelik eşya telaşına düşmüş turistlerin koşturmacası ile her gün tekrarlanan bir curcuna...

Dünyanın dört bir yanından farklı hayatlar, farklı insanlar... Dünyanın dört bir yanından aynı hayatlar, aynı insanlar... Dünyanın dört bir yanında süre giden bir kaos, bir curcuna... O karmaşaların içine saklanmış dingin, sade hayatlar... İşte bu sergi farklı görünen aynılara; ayinleriyle, ölümleriyle, sokaklarıyla, doğasıyla koşturmacanın karmaşası içinde kaybolmuş sadeliklere uzanan seyahatlerin hikayesidir.

İyi yolculuklar...