Ressam Serpil Akgün, yoğun bir çalışma döneminin ardından çocukluğunun hayal dünyasına geçiş yaptığı resimleriyle bir kez daha sanatseverlerin karşısında…

“Bıraktığın Yerdeyim!” adlı sergisinde kadınları bir nesne olarak değil, bir değer olarak ele aldığını ifade eden Serpil Akgün, doğanın ortasındaki, bir yönüyle naif bir yönüyle de aykırı kadınlarını düşler dünyasının cazibeli rengi eflatunlar içerisinde resmediyor. “Bıraktığın Yerdeyim!” sergisindeki tüm resimler bir masal dünyasından fırlamışçasına dans ediyor izleyenle; elele tutuşmuş cennetvari coğrafyalarda gezinen kadınlar, çevrelerinde özgür renklerle bezenmiş balıklar, çiçekler… Müthiş bir keyif yayılıyor resimlerdeki kadınlarından. Ressam bu hayat dolu resimleri sayesinde, karanlıkları ağır basan çağımızdan alıp çıkarıyor izleyiciyi! Hala aydınlıkların varolduğunun ısrarla altını çiziyor. Dünyanın içine düştüğü kaotik durumlara karşın, umut filiz veriyor onun resimlerinde… Ve yaşamın olmazsa olmaz bu temel duygusunu, yaşayan kadınlarıyla izleyicilere kadar ulaştırmayı başarıyor. Resmedilen kadınlarının bu kadar hayat dolu olmasının bir sebebi de belki, ressamın ifade ettiği gibi “beğenilme kaygısı” taşımadan, kendini ilk defa böylesine “özgür” bırakmasından kaynaklanıyor olabilir…

Ressam kıyafetli çıplak, anneyi canlandıran, uyuyan, romantik ve başka bir çok farklı tuvali sayesinde, bir kez daha izleyenleri kadının değişik hallerine tanık olmaya davet ediyor. Ressam Serpil Akgün “Bıraktığın Yerdeyim!” ile bizleri bir kez daha kadının büyülü dünyasında dolaştırmaya devam ediyor. (Metin: Sibel Buğdaycı)