Garage of Art, 12 Mayıs – 6 Haziran 2009 tarihlerinde Çağdaş Türk Resmi’nin Fransa’daki temsilcilerinden sanatçımız Utku Varlık’ın ‘Efemer / Ephemere’’ kişisel resim sergisine ev sahpliği yapıyor...

Figür, nesne ve mekan bağıntılarından yola çıkan, fantastik-gerçekçi bir üslupla kurgulanmış resimlerinde düşsel, romantik, simgesel, bir anlamda olağanüstü bir dünya yaratan Utku Varlık, ‘’Efemer’’in çıkış noktasını şöyle dile getiriyor: ‘’ Efemer…Bu sözcük "eski yunanca"dan gelme; anlamı " yalnızca bir gün süren" … Bilmiyorum, beni sürekli etkiledi bu. Oysa evrene kıyasla insan ömrü ne? Sanatın kalıcığı insanın yaşamıyla orantılı değil mi? Zamanı devriklediğimizde evrenle eşleşdiriyoruz ama ölçek olarak atomun da zaman adına bir ölçeği yok mu? Niçin "kara galaxsilere" yöneldiğimizde, zaman geriliyor?

Bence sanat gününde tüketilen bir yoğaltım; son kırk yıldır sanat kendini "yoketme" proglamasına, yani ephemer bir kültür çağına bilerek götürüldü. Genelde öbür sanat kollarında; örneğin yazı ,müzik,sinema vs. içeriği ters-yüz etme, yapıyı modernism adına dinamitlme ve de çağdaş kompleks rayına oturtulamadı. Anlatım ve malzeme aynı, eskiyle yeni arasındaki köprüler duruyor. "Plastik Sanatlar" konusuna gelirsek ki bu tanım beni rahatsız ediyor, "kavramcılık" sözcüğüne sığınarak, örneğin "resmi" dışladılar. "Bakmak" gerekmiyor; sevmek, anlamak da gereksiz, size sunulan her şey, sizin dışınızda, başka bir düzeyde bir "proje" olarak tasarlanmıştır. Genelde malzeme olarak çok "absürd" ve "ne-mene" olduğu için alınıp-satılır bir geçerliliği yoktur; birey olarak ama kendi bienalleri, modern müzeleri, uluslararası bu lobinin sırtını dayadığı milyarderleriyle günümüz sanatının "hayal arzusu"nu yitirmiştir. Sanatta "modernite" orjisi anlatımı gereçlerini de dışladı, "her şey sanat olabilir" diyerek banal bir "poloroit" fotoğraf-portre,bir tuvalin ulaşamayacağı fiyatlara satılıyor. "Nesnesini yitiren çağdaş sanatın bütün ikiyüzlülüğü, boşluğa, anlamsızlığa, manasızlığa soyunmak " diyordu Baudrillard. Ben bu sergimde "ephemer"in o dayanılmaz uçuculuğunu, bir rengin, arzunun, gizemsi ışığın, bize gelip dokunan ve giden bir "an"ı olarak aldım. O ışıkla bereber, tek tek her şey gidiyor, biz de gidiyoruz, geriye ne kalıyor? …’’

*Sergi Pazar hariç hergün 10.00-18.00 arası ziyaret edilebilir.