Tiyatro Ti nin İlk Oyunu 16. yılında yeniden...
İdeolojilere, sistemlere, dinlere hatta insana inancın yitirildiği bir adaya mahkum edilseydiniz tam da günümüz dünyası gibi yaşama gücünüzü nereden beslerdiniz?
Bir var olma mücadelesi
İçinde bulunduğumuz yüzyılda oldukça çalkantılı süreçler yaşıyoruz. Kuraklık, global kriz, siyasi kaos ve ekonomik darboğaz. Bütün bunlar bireyi sıkıştıran, hayatı sürdürürken cesaretini kıran, yaşama motivasyonunu düşüren etkenler.
Peki ne yapmalı, nasıl ayağa kalkmalı? Her dezavantajın bir avantajı olduğunu, iyi ile kötünün iç içeliğini, şafağın doğmasından önceki anın gecenin en karanlık rengi olduğunu nasıl hatırlamalı İşte bu oyun, ümidi yaratma konusunda insanoğlunun, içinde bulunduğu koşullarda, ümidini kendi içinden, yeniden nasıl filizlendirebilineceği konusunda, üstelik bunu tiyatro yoluyla oyun oynayarak nasıl etkili hale getirebileceği konusunda güçlü, etkin bir yol gösterici oluyor.
Ayrıca bunu yaparken kendimizi tanıma, tiyatro aynasında, kaçamayacağımız çapaklar içinde bulunduğumuzu algılama fırsatı sunuyor. Böylece hayata ait, kendimize ait yeniden ve olumlu bakışlar kazanabilme şansını da veriyor.
Oyun Güney Afrika da ünlü bir ada olan Robben adasında geçmektedir. Ünlüdür çünkü Güney Afrika Cumhuriyeti siyahlara seçme hakkı tanıdıktan sonra cumhurbaşkanı seçilen lider Nelson Mandela, ada tutuklularındandır.
Oyun bu adada yaşayan iki tutuklunun aralarındaki ilişkiyi, çatışmayı ve dayanışmayı ele almaktadır. Ada, nefretin hakim olduğu dünyamızda, sevginin olabilirliğine dair evrensel bir oyun.