Engin Alkan'ın, Carson McCullers'ın "Küskün Kahvenin Türküsü" (The Balad of Sad Café) öyküsünden esinle kaleme aldığı ve aynı zamanda müziklerini de yaptığı ''Küskün Müzikal'' Kadıköy Emek Sahnesi'nde.

Kendi içine gömülmüş; kasvetli, sıkıcı ve her günün, birbirini tekrar ettiği bir kasabadır Küskünler Kasabası. Zakkum Hanım ise en küskünüdür kasabanın. On dokuz yaşına geldiğinde tam bir serseri olan, Kesik’le, sevmeden bir evlilik gerçekleştirir. Oysa Kesik, Zakkum’a aşıktır; Kesik, Zakkum’a yaklaşmaya çalıştıkça, Zakkum kaçar, kendisine dokunmasına asla izin vermez. Artık sabrı taşan Kesik, evliliklerinin onuncu günü, Zakkum’u kendi isteği dışında, zorla elde eder. Zakkum, silahını çeker ve gönderir onu evden. Kesik ise hem kasabalının hem de Zakkum’un duyacağı şekilde tehditler savurarak ayrılır kasabadan.

Her geçen gün biraz daha sertleşen Zakkum, artık neredeyse kasabalının korktuğu bir canavara dönüşmüştür. Kasabalı, Zakkum’dan korkar; ancak onun arkasından, onun hakkında her türlü eğlencelerini yapmaktan da sakınmazlar. Bir gün kasabaya bir yabancı gelir; görünüşü, son derece korkutucu olan bir kambur’dur gelen kişi ve Zakkum’um kuzeni olduğunu söyler. Zakkum anlattıklarına inanmadığı bu adama, önce acır, sonra sevmeye başlar; ona yiyecek bir şeyler ve kalacak bir yer verir. Kuzen, Zakkum’un yanında yaşamaya başladıktan sonra, kasabalıyla iletişim kurmakta güçlük çekmez. Zakkum Hanım’ın evi, her gece tıklım tıklım dolan bir meyhaneye dönüşür. Giderek Zakkum da, daha yumuşak ve daha anlayışlı biri olmuştur. Kasabalıya göre, Zakkum’daki bu değişikliğin nedeni; Zakkum’un Kuzen’e aşık olmasıdır. Zakkum, kasabalının da tahmin ettiği gibi, ilk defa bir erkeğe aşık olur; ama bu aşkına, Kuzen tarafından karşılık gelmez. Kuzen için Zakkum’un evi, kalacak bir yerdir sadece.

Kuzen’in kasabaya gelmesinin dördüncü yılında, işlediği suçlardan ötürü, ömür boyu hapse mahkum edilmiş olmasına rağmen, aftan faydalanan Kesik, kasabaya gelir. Kuzen, onun gücünden çok etkilenmiştir, bu yüzden Kesik’e yanaşmaya çalışır ama Kesik, ilgilenmez Kuzen’le. Kuzenin elinden kayıp gitmesine daha fazla seyirci kalamayan Zakkum Kesik’e meydan okur. Tüm kozların paylaşılacağı bir dövüş günü tayin edilir. Dövüşün kuralları basittir; hayatta kalan kazanır.

Bütün kasabalının gözü önünde dövüşürler. Zakkum üstünlüğü ele geçirdiği anda Kuzen daha fazla dayanamaz kavgaya müdahale eder ve Kesik’in avantajlı hale gelmesini sağlar; Zakkum’u öldüresiye döven Kesik, onu mağlup edeceği sırada, bundan vazgeçer ve Kuzen’i de yanına alarak kasabayı terk eder.

Zakkum o gece evine kapanır ve bir daha kimseyle görüşmez. Bir marangoz çağırtarak evinin pencerelerini tahtalarla örttürür. Böylece kasabanın tek eğlencesi Zakkum Hanım’ın meyhanesi bütün hatıralarıyla beraber silinip gider.