Üzerlerinde biçimleri aynı, renkleri farklı giysileri, ellerinde çaldıkları enstrümanlar olan oyuncular, oyunun başlamasına yarım saat kala seyircileri fuayyede karşılarlar. Sahneye, oyun boyunca kullanılacak giysiler, aksesuarlar yerleştirilmiştir. Tekerlemelerle başlayan masalların karakterlerini oynayacak yedi oyuncu, sahnede giyinip, soyunurlar.
Oyunun TUZ adlı ilk masalı, üç oğlunun sevgisini ölçmeye çalışan Padişah’ın “Beni ne kadar seviyorsunuz?” sorusuyla başlar. Küçük oğlu “Tuz kadar” deyince, ölüm fermanını imzalar. Hayatta kalıp, konuk ettiği babasına tuzun ne kadar önemli olduğunu kanıtlar. Masal, “Gerekli olanın, değeri ölçülmez” ana temasını işler.
İkinci masal, MAYMUN PERİ’dir. Padişah’ın iki oğlunu evlendirme kararıyla başlar. Büyük oğlanın attığı ok, vezir kızının evine isabet eder. Küçük oğlanın attığı ok, bir maymunla evlenmesine neden olur. Şansına katlanan küçük oğlan, alay konusu olur. İyi bir insanla karşılaşan maymun, yeniden Peri Kızı olur. Teması “Sabırlı olmak” tır.
İkinci perdenin, üçüncü masalı KÜÇÜK PERİ KIZI’dır. İki kuş, göl kenarına gelir. Tüylerinden kanatlarından soyunup, iki güzel kıza dönüşürler. Buna tanık olan delikanlı, küçük peri kızına sevdalanır. Kızın tüyleriyle kanatlarını saklayarak, değişmesini engeller. Kızla evlenir. Herşeyi unutan kız, yıllar sonra saklı giysilerini bulur. Unuttuklarını hatırlar. Tüyleriyle kanatlarını giyinince, tekrar kuş olup uçar gider. Masal, “Tek taraflı bir isteğin, sonuca ulaşmayacağını” öğütler.
Dördüncü masal ALTIN TAS, oyunun son masalı. Tuttuğu balığın içinden çıkan sihirli tas, Delikanlının altın sahibi olmasını sağlar. Tasın sırrına tanık olan padişah kızı, tasa sahip olmak için delikanlıyla bir gece geçirir. Hamile kalır. Babası, durumu dinleyip anlamadan, kızını saraydan kovar. Hayatta kalan padişah kızı, yıllar sonra oğlunun aracılığıyla, babasını evine davet ettirir. Erkek kılığıyla, babasını karşılar. Tasın sırrını gören padişah, sahip olmak için isteğini sorar. Cariyesi talep edilince, kabul eder. Padişah kızı, kimliğini açıklayınca, babasını yanılgısını anlar. Masal, “Bir başkasının zaafını cezalandırıp, aynı zaafa düşmeyi” anlatır.