Başkan Kadir Topbaş, Başbakan Erdoğan’ın AK Parti’nin seçim beyannamesinde yer alan “İstanbul’un iki yakasına iki şehir kurulması” projesinin, yeni şehir değil yeni yerleşim alanı olduğunu açıkladı. Çeşitli temaslarda bulunmak üzere Macaristan’ın başkenti Budapeşte’ye giden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, hareketinden önce Atatürk Havalimanı’nda basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Budapeşte Belediye Başkanı Istvan Tarlos’un İstanbul’u ziyareti sırasında imzalanan iş birliği protokolü çerçevesinde Budapeşte’de bazı inceleme ve görüşmeler yapacaklarını belirten Başkan Kadir Topbaş, Macaristan’ın Ocak-Haziran 2011 döneminde AB Dönem Başkanlığını yürüttüğünü hatırlatarak, ’’Bu bizim ilişkilerimiz açısından, yerel diplomasi açısından çok önemli. Kentler arasındaki ilişkilerin yerel diplomasiye önemli katkılar sağlayacağını düşünüyorum. İki günlük kısa süreli yoğun bir ziyaret olacak’’ dedi.

Basın mensuplarının sorularını da cevaplandıran Kadir Topbaş, bir gazetecinin “Sayın Başbakan seçim beyannamesinde ’İstanbul’un 2 ayrı yakasında 2 şehir kurulacağını söyledi. Bu, İstanbul’un 2006 Master Planı’na uyumlu mu” sorusu üzerine, “Bunlar Sayın Başbakan ile zaman zaman fikir teatisinde bulunduğumuz konular. Bunun detayı daha sonra açıklanacak. Tabii, o planları da dikkate alan ve İstanbul’un geleceği açısından önemli bir gelişme gösterecek bir çalışma yapmaktayız. Üzerinde daha konuşacağız” dedi.

Başkan Topbaş, “Kurulacak yeni kentlerin belediyeleri ayrı mı olacak” sorusuna ise, “Hayır. İki şehir diye bahsedilen, yeni bir yerleşimdir. Bir başka açıdan baktığımız zaman Kayabaşı bölgesinde şu anda TOKİ 60 bin civarında konut yapıyor. Bu nereden bakarsanız 250 bin nüfus demektir. Deprem dönüşüm ağırlıklı yapılan bu çalışmayla kentin kuzeyinde, Kayabaşı bölgesinde 250 binlik bir yerleşke ortaya çıkıyor. Biz ona göre metrolarımızı, ulaşım sistemlerimizi programladık. Bu gerekli olan, gerekli boyutta, ama kentin gelişmesini dikkate alarak yaptığımız bir çalışmadır” cevabını verdi.

İstanbul’un geçmişte olduğu gibi ciddi bir göç almadığını, ancak kentte her yıl 200-210 bin civarında doğum, 50-60 bin ölümün olduğunu vurgulayan Topbaş şunları kaydetti; “İstanbul’un zaten kentleşmede normal seyri ve talebi var. Bunun kent içinde karşılanması ve bizim deprem dönüşüm çalışmalarımızın bir ayağı olarak da buna bakabiliriz.

Özellikle, bu kentte güçlendirmelerin yapılabilmesi için bir yasal düzenlemeyle getirmeyi arzu ettiğimiz geçici iskan belgesini vermek ve Fikirtepe üzerinde gösterdiğimiz gibi imar artışı ki bu önümüzdeki ay meclisimize gelecek. Buna Bakırköy, Esenler, Güngören, Beyoğlu ve birçok ilçemiz dahil. Aynı tarzda bir destekleme anlamında...

Bir diğer konu da desantralizasyon dediğimiz bazı bölgelerin kendi arzu ettikleri şekilde, kendi içinde değişimlerini sağlayacak bir çalışma da var. Bunları hep bir bütün olarak görmek lazım. Yoksa bir parçayı alıp da o parça üzerinden değerlendirme yapılırsa çok yanılgılara sebebiyet verebilir. Onun için bütüncül bakmak, bütününe birden bakmak gerekiyor. Parça parça irdeleme yapmak yanlış olur.”

Bir gazetecinin, “Yeni bir şehir dendiği için soru işareti oluşuyor” demesi üzerine Topbaş, “Yeni bir yerleşke. Tabii İstanbul artık dünyayla yarışıyor. Gittiğimiz her yerde bunu görüyoruz. İstanbul’un itibarını, İstanbul’a olan hayranlığı ve kentin dünyayı nasıl etkilediğini görmekteyiz. İstanbul’da yeni bir yerleşke, nasıl Ataşehir ortaya çıkıyor, nasıl ki Beylikdüzü ortaya çıktı. Bunlara baktığınız zaman şu anda Beylikdüzü bölgesinde de büyük gelişme ve nüfus var. Tabii kentin büyümesi anlamında bunu düşünmeliyiz ama kentin gereksinimlerini dikkate alarak bir büyümeyi söylemek istiyorum” şeklinde konuştu.

MEVSİMLER ARTIK KENDİNİ HİSSETTİRİYOR
Başkan Kadir Topbaş, bir başka soru üzerine İstanbul’da devam eden sağanak yağışlar sonucu kentte herhangi bir olumsuzluk yaşanmadığını belirterek, “Göreve geldiğimiz ilk yıllarda bu tip yağmurlarda en az 6 bin su baskını ihbarı alırdık. Memnuniyetle ifade edeyim ki artık bunlar çok cüzi seviyelere indi. Bir çözüm getirdiğimize inanıyorum. Tabii ki İstanbul’un Nisan, Mayıs yağmurları meşhurdur. Bu yağışları görünce ben İstanbul’un iklimi geri dönüyor diye de mutlu olduğumu ifade etmek istiyorum. Artık mevsimler kendini tam olarak hissettirirse, İstanbul’un kliması, florası kendisini İstanbullulara çok daha farklı gösterir” iye konuştu.

19.04.2011 İBB