Arusyan Tantik`in Ortaköy`ü

Arman Tayran

İstanbul Rehberi İstanbul Yazıları Arusyan Tantik`in Ortaköy`ü

Digin Eliz, Digin Maryam, Müsü Minas. Kilie`nin jamgoçu kambur Parunak. Kim tanır şimdi Pehlivan Giragos`u. Hele akşamın bir vakti, Deli Dodo`nun damına çıkıp kemanıyla sevgilisine serenat yapan Vrej`i? Ortaköy, saraylar ve konaklarla iç içe bir belde. 19. yüzyılda, oldukça itibar gören bir konuma sahipti. Günümüzde turistlerin ilgisi bir yana, İstanbullular`ın da eskiye özlemlerini giderdikleri bir mekan Ortaköy.

Cumhuriyet`in ilk yılları. Anadolu`dan İstanbul`a akın akın göçlerin zamanı. Pekçok semt gibi, Ortaköy de bu göçlerden nasibini alıyor. Bu bir İstanbul sevdası değil. Bugün sinema olan eski Feriye Karakolu, Tarkmançats Mektebi`nin Tiyatro Salonu, Ermeni Apostolik Kilisesi`nin arkasında kalan hangar, Rum Okulu`nun Salonu ve birçok mekan, Anadolu`nun çeşitli yörelerinden akın akın gelen Ermeni göçlerle dolup taşıyor. Eski adıyla Arkheon (Rumca) olarak bilinen ve daha çok Rumların yoğun olarak yaşadığı Ortaköy, Ermenilere de kucak açmış.

Mısır koçanlarından, sebze köklerinden yapılan çorbalar ve yamalı çuvallardan elbiselerle, süren bir yaşam. Yıllar sonra talihsiz bir kaza sonucu evinde yanarak ölecek olan Hampartsum Dayday, Feriye Karakolu Muhacirhanesi`ne geldiği zaman, henüz 17 yaşında gürbüz bir delikanlı. Muhacirhane`de sefil bir yaşam, ölümler, doğumlar, kavgalar ve aşklarla devam ediyor.

Ve yıllar sonrası Ortaköy`ün anlı, şanlı Karaoğlan`ı Hamparstum Dayday, marakurum (teyzem) Aznif Tantik`i, Feriye Karakolu Muhacirhanesi`nden Surp Astvadadzin Kilisesi`nin Muhacirhanesi`ne kaçırıyor. Aznif henüz 14 yaşında. Dönemin Patrik`i Ormanyan kabul etmiyor bu evliliği. Çünkü Aznif`in yaşı henüz çok küçük. Fakat

Hampartsum`un ısrarı, Patrik Ormanyan`ı zoraki razı ediyor bu evliliğe. Bir kutu şeker, koca Muhacirhane`de kapış kapış gidiyor.

İnsanların, henüz iş bulup çalışmaya, ayrı evler kurup kendilerini toparlamaya başladıkları dönem:

40`lı yıllar. Kıtlık dönemi, karartma geceleri, ekmek karneleri. Korku ve açlıklar başlıyor. Sıtma, verem, ve kuduz. Kel oluyor genç kızlar, ayakları çıplak, üstlerinde kırk yamalı elbise. Arusyak Tantik (teyze) bu olaylara sahne olmuş Ortaköy`ün eski sakinlerinden. Tek odalı bir evde oturuyor, annesiyle beraber.

İnsan bu küçük odada bir zamanlar, zor yıllarda Bartın, Yozgat, Tokat ve Kastamonu`dan göçmüş Ermeni ailelerin yaşam öyküleriyle göz göze geliyor. Arusyak Tantik ve yaşlı annesi Aznif Yaya adeta yılları, bir zamanların Ortaköy`ünü tutsak etmişler, bu tek odalı evlerinde. Kilise`nin arka sokağında, Surp Astvadzadzin Kilisesi Vakfı`na ait evlerden birinde oturuyorlar. Duvarlarda sararmış siyah-beyaz fotoğraflar, Hz İsa resimleri.

Bir zamanların modası büfenin üzerinde elişi danteller. Mermer Meryemana, gümüş şekerlikler ve kırk yıllık hatırnaz kahve fincanları. Güzel yüzlü bir kadın Arusyan Tantik. Yıllar ondan bir şeyler götürmek yerine, güzellikler katabilmiş ancak. Beyazlaşmaya başlamış kumral saçlarına rağmen, hüzünlü de olsa yüzündeki tebessüm eksik olmuyor yeşil gözlerinden. Aznif Yaya ise kah uyuyor, kah bizi dinliyor sohbetimiz sırasında. "Zaman" diyor Arusyak Tantik, "Birçok şeyi aldı götürdü.

Nerede o bir nefesle çıktığımız Arnavut kaldırımlı yokuşlar. Kilisenin yukarısındaki Taksim Çeşmesi de yok artık: ne tatlı suyu vardı, kova kova taşırdık evlerimize. Ya deniz kıyısı ? Digin (Bayan) Eliz`in evi artık insanların mum ışığında müzik dinleyip, pahalı içkiler içtikleri bir yer olmuş... Sorsan, o insanlar bilirler mi ki burası, Digin Eliz`in eviydi, Digin Maryam otururdu onun az ötesinde ? Kim tanır Müsü Minas`ı, Digin Zaruhi`yi ? Kilise`nin bir jamgoçu vardı; Parunak.

Kamburdu, konuşmazdı da, tıpkı Notre Dame`ın Kamburu gibi asılırdı iplere, sallanırdı. Kim tanır şimdi Pehlivan Giragos`u. Bir Sarkis vardı ki dev gibi bir adam, Mardiros vardı sonra. Ortaköy Spor Kulübü`nün o zaman ki üyeleriydi bu insanlar, kıspetlerini giyer antreman yaparlardı. Hele aşkın başına vurduğu akşamın bir vakti, Deli Dudu`nun damına çıkıp kemanıyla sevgilisine yapan Vrej ?... Ne güzel çalardı kemanını... Yok oluverdi ortadan.

Na, deniz kıyısında Rum Kilisesi`yle Yahudİ Sinagog`u yanyana, onların yanında da Ortaköy Cami`si. İşte buyduk biz eskiden. Çarşıda, deniz kıyısında, yokuş başlarında rastladığımız zaman birbirimize, sohbet ederdik. Buydu eski Ortaköy; şimdi sahile indiğim zaman tanıyamıyorum" diyor Arusyak Tantik. Ve ekliyor: "Geçmiş zaman olur ki, hayale cihan değer." Gözleri camdan dışarıdaki Ortaköy`e takılmış, camın önünde fesleğen saksıları.

Hafif bir rüzgar esiyor, fesleğen kokuları yayılıyor odaya. evin yanıbaşındaki kilisenin kampanaları çalmaya başlıyor; saat dört. Oturduğu yerden doğruluyor Arusyak Tantik; eli ani bir hareketler önce yüzüne, oradan da göğsüne iniyor. İlk anda anlamıyorum ne yapmaya çalıştığını, fakat hemen sonra farkediyorum...

Arman Tayran

Paylaş:

İstanbul Fotoğrafları İstanbul Tarihi İstanbul Müzeleri Dini Mekanlar Tarihi Eserler İstanbul İlçeleri Daha Fazlasını Göster

SAYFAYI PAYLAŞIN

Facebook Twitter İnstagram Pinterest Mesaj Email
KAPAT

HAKKIMIZDA

Hakkımızda iletisim Yasal Uyarı Reklam Android Apple
KAPAT