Geç Osmanlı İstanbul`u-4

Afife Batur

İstanbul Rehberi İstanbul Yazıları Geç Osmanlı İstanbul`u-4

TANZİMAT

18. yüzyılda başlayan değişim sürecinin en önemli tarihi ve Osmanlı modernleşmesinin dönüm noktası Tanzimat`tır. "Gülhane Hatt-ı Hümayunu" olarak da adlandırılan Tanzimat Fermanı, 3 Kasım 1839 günü Gülhane Parkı`nda diplomatların, ulemanın, devlet erkanının, gayri müslim cemaat temsilcilerinin ve halkın önünde okundu. Devletin resmi gazetesi Takvim-i Vekayi`de yayımlandığı gibi, bir hafta sonra her eyalet valisine ve sancak mütesellimine ayrı bir ferman halinde tebliğ edildi. Kentlerin büyük meydanlarında ilerigelenler ve halkın önünde törenle okunması istendi. Donanmalar düzenlendi.

Ferman, her kesimde geniş yankı uyandırdı. Yeni bir dönem başlıyordu. Sözcük karşılığı "düzenlemeler" demek olan Tanzimat, tüm devlet kurumlarında yenilenmeyi, yeniden örgütlenmeyi (reorganization) ve hukuki yapının düzeltilmesini, çağdaşlaşmasını ve kurumlaşmasını (legislation) öngören bir beyandı.

Babıali`nin reformist bürokratlarının hazırladığı ve Sultan`ın imzaladığı Tanzimat Fermanı, aslında bir kanun devleti olma ve hükümdarın mutlak haklarının kısıtlama projesiydi. "Uyrukların mal ve can güvenliği, vergilerin kanuniliği,..., her dün mensubunun kanun önünde eşitliği gibi yeni kurumlar" getiriyordu. Çağdaş bir devlet ve toplum yapısı kurulması amaçlanıyordu. 

Kuşkusuz Tanzimat birden bire ortaya çıkmadı, en az 50 yıllık bir öncülüğün ardından geldi. 18. yüzyılın ıslahatçı geleneği içinde yetişen III. Selim`in (1789-1807) orduda bir reform başlatan Nizam-ı Cedid projesi ve Mühendishane-i Bahri-i ve Berri-i Hümayunlar`ın kuruluşu, bu öncülüğün en önemli öğeleriydi.III. Selim ve yenilikçi kadrosunun yaşamına mal olan bu öncülük II. Mahmud reformları ile sürdürüldü.

II. Mahmuıd, islahat geleneği içinde en radikal kişilik olarak belirir. Bu radikalizm en belirgin biçimde Yeniçeri Ocağı`nın ortadan kaldırılmasında görülür. Osmanlı tarihinde "Vaka-i hayriye" olarak anılan ve her yeniliği zorbalıkla engelleyen Yeniçerilik`in kaldırılması (17 Haziran 1826) dönüm noktası oldu ve çağdaşlaşma girişimleri ardı ardına gerçekleşmeye başladı. 


Asakir-i Mansure-i Muhammediye adıyla, çağdaş eğitim alan yeni bir ordu kuruldu; Selimiye Kışlası onarıldı; yeni kışlalar yapıldı. Bilimsel eğitim vermek üzere harbiye ve Tıbbiye açıldı. İstanbul`da erkek çocuklar için ilköğretim zorunlu sayıldı. Değişik Avrupa ülkelerine öğrenci gönderildi. İlk resmi gazete Takvim-i Vekayi yayına başladı. Bakanlıklar ve hükümet yeniden örgütlendi. Bir danışma meclisi ve bir yüksek mahkeme kuruldu. 
Ve kıyafet reformu yapıldı: yalnız ordu mensupları değil ulema dışında siviller için de "setre-pantolon" zorunlu hale getirildi.

II. Mahmud`un ölümü üzerine 1839`da 17 yaşında tahta çıkan Abdülmecid, Tanzimat ortamını ve kadrosunu adeta hazır buldu. Ve Tanzimat Fermanı`nın emperyal imzası onun oldu. Bir Batı dili (Fransızca) bilen ilk padişahtı. Yeni düzenlemeler konusunda kararlı bir tutum izledi. 

Yeni Bir Çevreye Doğru

Tanzimat ve onu önceleyen tüm değişim projeleri, öncelikle yeni yapı gereksinmelerini gündeme getirdi. Henüz kent alanının düzenlenmesine uzanmayan ilk uygulamalar yeni ordunun gereksindiği askeri amaçlı yapılardı. Genellikle o günkü kent alanlarının dışına ya da sınırına yapılan kışlalar Selimiye örneğinde olduğu gibi anıtsal boyutlarıyla kentsel ölçeği değiştiren yapılardı. Selimiye Kışlası`nın önemi, ayrıca, camisi dışında subay lojmanları, hamamı, dükkanları, mektebi, kütüphanesi ve matbaasıyla kentsel bir yerleşim birimi gibi düşünülmüş olmasıdır. Bu kışla, kent peysajına egemen görünümünün yanı sıra İstanbul`un ızgara planlı ilk yerleşimidir. Levent Kışlası, Humbaracı Kışlası, Mühendishaneler, Deniz Harp Okulu, tersanedeki yeni yapılar, günümüze kadar gelemeyen erken örneklerdir. Osmanlı Barok üslubunun çeşmelerden başlayarak yaygınlaşması ve Nurosmaniye başta olmak üzere son külliye yapımları yeni bir çevre anlayışını ve Barok estetiği görselleştirir.

Yeni estetik, Saray`da özgün bir bezemecilik geliştirir; III. Ahmed`in Yemiş Odası`ndan III. Selim`in Dairesi`ne, yoğun iç bezeme yeni bir yaşam üslubunu da haber verir.

Yaşam üslubundaki değişimin en ilginç gösterimi ise III. Selim`in kızkardeşi Hatice Sultan`ın Defterdarburnu`ndaki sarayıdır. Tanınmış Avusturyalı ressam ve mimar A.I. Melling`in tasarımı olan saray, herhalde hanım sultan saraylarının en ünlüsüydü.

Kaynak: Dünya Kenti İstanbul, Tarih Vakfı Yayınları, Afife Batur, sayfa 169 – 174

Paylaş:

İstanbul Fotoğrafları İstanbul Tarihi İstanbul Müzeleri Dini Mekanlar Tarihi Eserler İstanbul İlçeleri Daha Fazlasını Göster

SAYFAYI PAYLAŞIN

Facebook Twitter İnstagram Pinterest Mesaj Email
KAPAT

HAKKIMIZDA

Hakkımızda iletisim Yasal Uyarı Reklam Android Apple
KAPAT