Heybeyi boşaltıp, paylaşmak... Ayşe Tütüncü - 1

Heybeyi boşaltıp, paylaşmak... Ayşe Tütüncü - 1

Söyleşi Röportajlar Heybeyi boşaltıp, paylaşmak... Ayşe Tütüncü - 1

Ülkemizin önemli müzisyenlerinden Ayşe Tütüncü ile müzik, projeler, kadın müzisyen olmak ve hayata dair pek çok konuda keyifli bir sohbet yaptık.

Ayşe Tütüncü, heybesinde ürettiği ve biriktirdiği değerleri paylaşarak geçmişle günümüz arasında bağ kuruyor ve bu bağa dikkat çekiyor.

Paylaş:

Yorumlar:

istanbul.net.tr Şubat 5, 2015

Ülkemizin önemli müzisyenlerinden Ayşe Tütüncü ile müzik, projeler, kadın müzisyen olmak ve hayata dair pek çok konuda keyifli bir sohbet yaptık.

Ayşe Tütüncü, heybesinde ürettiği ve biriktirdiği değerleri paylaşarak geçmişle günümüz arasında bağ kuruyor ve bu bağa dikkat çekiyor.

Beş yaşında müziğe başladınız. 1983'de ilk grubunuz Mozaik'i kurdunuz ve 1995 yılına kadar 4 albüm yaptınız ve günümüze kadar da bir çok güzel işlere imza attınız. Önce son zamanlarda yaptığınız çalışmalar ve projelerinizden başlayalım. Neler yaptınız? Yeni projeleriniz var mı?

En son kişisel albümüm 2009 başında 'Yedi Yer Yedi Gök'. Sonrasında kendi adıma albüm yok ama yapmış olduğum bir çok iş var. Neler bunlar?

Üç müzisyen ve Çıplak Ayaklar Kumpanyası'ndan üç dansçı olarak 2010 yılı sonlarında 'Gomidas'la Yolculuk' adlı bir dans ve müzik gösterisi yaptık. Oradaki fikir şu; Gomidas'ın çeşitli eserlerinden düzenlemeler yaparak yer yer ek bölümler yazarak, bir çok yerde hem sahnedeki müzisyenlerin hem de dansçıların birlikte doğaçlamaları ve aynı zamanda sabit koreografilerin de tümünden oluşan bir gösteri.

Bu arada iki tane büyük orkestra olarak toparlandığımız iki çalışma daha yaptık. Biri, 24 Nisan'ı anmak için yaptığımız 'Yağmurlu Bir Nisan Günü'. Bir ermeni türküsünü alıp büyük bir orkestra için düzenledim ve çağrı yaptığım 42 müzisyenle birlikte çaldık. Ümit Kıvanç ve ekibi tarafından videoya çekildi ve onun kurguladığı şekilde de 9 dakikalık bir video oldu. Videoyu, youtube ve vimeo'ya yükledik ve 2012 Nisan'ında paylaştık. Bir yıl sonra Dersim '38 anısına ben üç tane Zaza parçasını aldım, yine böyle büyük bir orkestra için düzenledim. Bu kez 48 müzisyenle çaldık. Yine Ümit Kıvanç ve ekibi klibi çekti, ismi 'Soğuk Bir Bahar Günü' oldu.

2014 yazında Mozaik'in “Külliyat'ı” çıktı. Mozaik zamanında dört albüm çıkarmıştık kaset olarak ve 1995'de bitmişti. O zaman çıkan bu dört albümü yeniden master edip dijitalleştirdik ve bir hoşluk olarak arşivimize dalıp hiç yayınlamadığımız bir çok parçamızı yeniden değerlendirdik. Çeşit çeşit parçamızı bu külliyata dahil ettik. Böylece bu 6 CD'lik kutunun son 2 CD'sinde hem evdeki kayıt çalışmalarımızdan, hem konserlerde yapılan kayıtlardan derlediğimiz ek 158 dakika daha oldu. Geri dönüşleri de çok güzel aldık. Meraklıları için güzel bir çalışma oldu. Külliyat için çok güzel detaylı bir kitapçık da yaptık. Bu çalışma çok uzun, iki buçuk yıl sürdü. Eski fotoğraflar, anılar, ne yapmışız etmişize dair benim uzun bir yazım, bizim hakkımızda Erdir Zat'ın yazdığı yazı, afişlerin küçültülmüş halleri vs. gibi bir çok detay ve tarih var.

Evet, işler böyle. Önce Mozaik, sonra benim 'Çeşitlemeler, Panayır, Yedi Yer Yer Gök' albümlerim ve en sonunda da Mozaik 'Külliyat'.

Ayrıca; şu sıra iki atölye yapıyorum. Biri Onbirart Sanat'ta “Ritm Oyunları”. Bu atölyeye katılmak için müzisyen olmak gerekmiyor. Bunu, şunun için söylüyorum. Müzisyenlerle çalışmak ayrı bir zevk ama, o ayrı bir koşulda yapılıyor. Bu atölyede müzisyen olması gerekmeyen insanlarla ritm ve müzik çalışıyoruz. Yalnızca, kendini müziğe ritme yakın hisseden, dinlemeyi seven insanlarla çalışıyoruz. Zaten gelen insanlarda da genelde bu özellik oluyor. Herhangi bir müzik aleti çalmaya gerek yok.

Diğeri ise, sosyolojik bir dille ele aldığımız “İki Ses Birbirine Nasıl Kavuşur?” atölyesi. Alt başlık ise 'Müziğin doğusunu ve batısını beraber dinlemek'. Z Kitabevi'nde Z Akademi'nin bir faaliyeti olarak yürütüyoruz.

Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana müzikte olan gelişmeler, müzik eğitimi ve müfredatı, radyolar, televizyonlar, konservatuvarlar, populer müziğimiz, Türkiye'de farklı müzik camialarının aralarında uçurumların oluşu, bir türlü iki yakasının bir araya gelmeyişi, kimlik arayışlarımız, “Batılı mısın? Doğulu musun? karar ver.” gibi konularla ilgilenen ve müzikleri dinlerken bir yandan da onların temsil ettikleri şeyleri konuştuğumuz, kendi şahsi anılarımızı da içine kattığımız bir atölye. Katılımcılar arasında müzisyen olan da var, olmayan da. Herkese açık bir atölye. Amaç; ülkemizdeki savruluşların biraz nedenini anlamaya çalışmak, “Hangi çalkantının içindeyiz? Neler olmuş?”u kavramak, anlamaya çalışmak. Anlamak, insana biraz sükunet getirir ya hani!

Ben hep bir şeyler öğrenmek istediğimde atölye yaparım. Çünkü, çalışıp geliyorsunuz. Bir taraftan siz heybenizdekini boşaltıp paylaşıyorsunuz, diğer taraftan araştırmaya ve çalışmaya devam edip daha önce farketmediğiniz ya da öğrenmediğiniz yeni şeyleri öğreniyorsunuz.

Ayrıca Tünel'de Adahan'da sürekli çalıyorum. Sürekli çalmak da bir şeyler sağlıyor. Yeni bir parçamı ilk orada çalıyorum mesela.

Röportajın devamı için tıklayın

istanbul.net.tr

Kare Kod (QR) Uygulaması

Sitemizde yer alan Mekan sahipleri ,etkinlik düzenleyenler, Kare (QR) kodunuzu oluşturun, bilgilerinizi mobil kullanıcılarla kolayca paylaşın. Oluşturduğunuz kare (QR) kodu yazıcınızdan basarak hemen kullanabilirsiniz.

Resime sağ tıklayıp jpg formatında farklı kaydedebilirsiniz.

Herhangi bir yorum yapılmadı ilk yorumlayan siz olun...
Yorumlar yaparak sesini duyur..!

İlginizi Çekebilir

SAYFAYI PAYLAŞIN

Facebook Twitter İnstagram Pinterest Mesaj Email
KAPAT

HAKKIMIZDA

Hakkımızda iletisim Yasal Uyarı Reklam Android Apple
KAPAT