Enzo Ikah Band

Tarihler: 10 Mart 2012 Cumartesi ~ 10 Mart 2012 Cumartesi - Saat: 22:00

Yer: The Mekan

Ücret: 20.00 TL

Nereden Alınır: Biletix Çağrı Merkezi: (0216) 556 98 00, Biletix Satış Noktaları, www.biletix.com, The Club

Adres: Atıf Yılmaz Cad. Küçük Bayram Sok. No:1, Kat: 2 Beyoğlu İstanbul Beyoğlu İstanbul

Paylaş: TwitterFacebookGoogle+

istanbul.net.trMar 10, 2012 ~ Mar 10, 2012

Enzo Ikah, şarkılarını savaşlara, sosyal adaletsizliğe, ırk ve din ayrımcılığına karşı söylüyor; reggae müziğin evrensel bir dil, mesajını iletmesini sağlayan bir araç olduğunu ifade ediyor.

Enzo, Kongo'yu politik nedenlerden dolayı terketmek zorunda kalmış ve 3 yıldır İstanbul'da yaşıyor. Yaptığı müziği dub-reggae-african olarak tanımlarken, her seferinde şarkılarının sevgi ve barış hakkında olduğunun altını çiziyor. "Nefrete hayır, sevgiye evet diyebilmemiz gerekiyor! Ben şarkılarımda bunu yapıyorum." Ona göre hayallerini gerçekleştirmek bir kararlılık meselesi. "Müziğimi bir mücadeleye adadım" diyor, "şarkılarım halkımın endişelerini dile getiren, özgürlük ve eşitlik için çıkan bir ses."

Kongo'dan İstanbul'a yolculuk

"Askerler ülkelerinin topraklarını korumak içindir / askerlerin düşmanları kendi ülkelerinin sivilleri değildir / Askerler sivilleri öldürmeyin / Bazen suçlu olmamak için bir askerin emirlere uymaması iyidir/ Disiplin ordunun anası dense de" (şarkı "Le Soldat Voyou"- Vahşi Asker)

Kongo'da tanınmış bir şarkıcı olan Enzo'nun ülkesinden ayrılmasına neden olan şey de müziğiyle verdiği mücadele oldu. Askerlerin halkı sömürmesine karşı farkındalık yaratmaya çalıştığı "Vahşi Asker" adlı şarkısını bir canlı yayın programında söyledikten sonra tutuklandı ve 10 yıl hapse mahkum edildi. Bu sırada, eleştirdiği yozlaşmış sistem Enzo'nun leyhine işledi ve askerlere rüşvet vererek kaçmayı başardı. Aslında amacı Paris'e gitmekti ancak uçak İstanbul aktarmalı olduğu ve transit vizesi olmadığı için Türkiye'de kaldı.

Enzo Kumkapı Yabancı Misafirhanesi'nde de kaldı, ve burada kaldığı 78 gün boyunca hiç kötü muameleye maruz kalmadığını ve yaşadığı tek zorluğun Türkçe anlayamamak olduğunu anlatıyor: "Ülkeye yasadışı giriş yapmıştım ve orada kalmam normaldi. Şimdi Türkiye beni evlat edinen bir ülke gibi."

29 yaşındaki Enzo sekiz sene de Avrupa'da yaşadı. Lisansta psikoloji ve felsefe, yüksek lisansta ise Fransız Edebiyatı okudu.

Müzik kariyerine dönüş

İstanbul'da para kazanabilmek için hamallık yapmaya karar veren Enzo, ilk işinde bir müzik dükkanına denk gelir. Dükkan sahibinin ona bir gitar hediye etmesiyle o da müzik kariyerine geri döner. İstiklal Caddesi'nde gitar çalarken birçok müzisyenle tanışır. Bir süre Tanzanyalı arkadaşı Bob ile, bir süre de devrimci marşları ska-dub-reggae tarzlarında yorumlayan Bandista adlı Türkiyeli grupla birlikte çalar. "Reggae müziğinin Türkiye'de çok tanınmayan bir tür olması ilk başlarda bir dezavantajdı. Ama benim yaptığım müzik standart reggae değil. Darbuka, santur gibi enstrümanlarla sentezliyorum. Seyircinin bana yansıttığı enerjiyi alıp müziğime katıyorum. Bu etkileşim çok önemli" diyor Enzo. "Farkındalık yaratmaya çalışıyorum. Ben bir dünya vatandaşıyım, Afrika sadece bir referans. Çünkü bugün bizi ilgilendiren ırklar değil, insanlık. O kadar çok sene savaş ve nefretle geçti ki... Ben de şarkılarımla barışı ve sevgiyi teşvik ediyorum, insanları uyandırmaya, farkına varmalarını sağlamaya çalışıyorum."Müziğiyle kendini, fikirlerini ifade edebilmek onun için çok önemli. Türkiye'ye ilk geldiğinde para kazanabilmesi için ondan hep Bob Marley şarkılarını yorumlamasını istediklerini anlatıyor. Ancak o kendi sözlerini söylemeyi tercih etmiş. "Bob Marley kahramanlarımdan biri. Ama ben onun söylediklerini tekrar etmek değil, kendi adıma konuşmak istiyorum. Hayatta kalmak için tabii ki para kazanmam gerekiyor ama sadece para uğruna müzik yapamam."

Enzo'nun bu kararlılığı işe yaramış. Yakında "Red, Black & White" adlı albümü piyasaya çıkacak. Üstelik şimdiden Türkiye'nin 31 şehrinde konser verdi. Bu turne deneyimini şöyle anlatıyor: "Bazı şehirlerde halkın çoğu hayatında ilk defa siyah bir insan görüyordu. Şarkılarımı da anlamıyorlardı, çünkü Fransızca, İngilizce ve Lingala dilinde söylüyorum. Ama müzik başladığı anda dansetmeye başladılar ve konser bittiğinde "bir daha" diye bağırıyorlardı. Bu bana umut verdi."

Çok kültürlü bir Türkiye

Enzo Türkiye'de 'asylum seeker' statüsünde kalıyor. Yani BMMYK'ya başvurusunu yapmış. Ama İstanbul'a yanlışlıkla gelmiş olsa da şimdilik hayatından memnun olduğunu ve zaten BM'ye de güvenmediğini söylüyor. "BM önce yangını başlatıyor, sonra da itfayeciliğe soyunuyor." Hepsi aynı şekilde sonlanmasa da Enzo'nunki gibi birçok hikaye var. Giderek çok kültürlü bir şehir haline gelen İstanbul'da sokaklarda yaptıkları takıları, el işlerini satan Afrikalılarla, barlarda Kübalı müzik gruplarıyla karşılaşıyorsunuz .Bu insanlar, karşılaştıkları tüm olumsuzluklara rağmen umutları sayesinde kendilerini ifade etmenin yaratıcı bir yolunu buluyorlar. Afganistan'da Devlet Başkanı Karzai için çalışan sanatçı Raouf Ghasemi uğradığı bir komplo sonucu önce İran'a, oradan sınırdışı edilince ise Türkiye'ye gelmek zorunda kalmış. Şimdi Van'da (uydu kent) Avusturalya'ya geçişini beklerken, çocukluğundan beri yaptığı ahşap oymaları, resimleri, alçı ve toprak ürünleri yapmaya devam ediyor. Ermenistanlı re

istanbul.net.trKültür EtkinlikSinemaKitapYeme İçmeAlışverişUlaşımİstanbul RehberiSarı SayfalarOtel RehberiGezi Rehberiİstanbul HaberleriKent RehberiSöyleşi RöportajKritikÜyelikHava Durumu