Hayatınızı değiştirecek bir deneyim sizi bekliyor. Cesaret ve aşkla büyüyen, gelişen bir deneyim. “Hadi Bir Film Yapalım!” atölyemizin adı bu. Beğendiniz mi? Bence yapacağımız çalışmaya tam uyuyor. Bu atölyede tembelliğe, “ben yapamam” sözlerine yer yok. Herkes film yapabilir yeter ki, bir meselesi olsun, anlatmak istediği bir anısı olsun, birilerine bir mesaj yollamak istesin! O zaman kimse sizin önünüzde duramaz.
Ben kimim; adım Işıl Özgentürk, dostlarım bana “Atölye Piri” derler, bu da benim çok hoşuma gider. Çünkü atölye çalışması benim için her an yepyeni hikayeler dinlemenin, şaşırmanın, birlikte iş yapmanın, eğlenmenin zamanıdır. En yürek acıtan hikayeler bile, bir zaman sonra “ben insanım hiçbir şey bana yabancı değildir” sözünü söylemesine yardımcı olur. Ve bu sözleri hep birlikte atölyemizin kapısına yazarız.
Bunları söylerken, 10 yıl boyunca Kadıköy Belediye’sinde yaptığımız atölye çalışmaları aklıma geliyor. Bu on yıl içinde atölyemizden 120 kişi geçti, kimi sinema alanına yöneldi kimileri dizi senaryosu yazmaya daldı, kimileri de kısa film yapaya devam ediyor. Atölye arkadaşlarımla yaşadığımız güzel anları unutamam. Karadeniz’de kendini Fidel Castro olarak tanıtan Beylikdüzü Köy Enstitüsü mezunu Musa Hoca’nın belgeselini çekerken çevremizdekilerin attıkları silah seslerini, 10 kısa filmden oluşan İLK TOKAT projemizin Altın Koza Uluslararası Film Festivali’ndeki ilk gösterimini de, gene on kısa filmden oluşan “Savaş Bir Film Değildir” projesi için sabahlara kadar montaj yaptığımızı da unutamam. Bir sözümüz vardı “Yorulan uyusun kalan sağlar bizimdir!”
Ve Dürbünümde İstanbul, adından da anlaşıldığı gibi İstanbul’u anlatan 10 kısa film. Amatörlük bitmiş, sinemacı olmuşuz. Bu arada ben hem Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Festivali ve Altın Koza Uluslararası Film Festivali’nin atölyelerini de yönetiyorum.
Şimdi bunları neden anlattım; kendimi size tanıtmak için olduğu kadar, bir atölyenin neler başaracağını da bilmenizi istedim. Dedim ya bu cesaret ve aşkla gelişen bir deneyimdir. Sizlere senaryo yazmanın ipuçlarını, gerçekçi diyaloglar yazmak için hangi yazarlara başvuracağınızı, sizi etkileyen bir hikayenin nasıl filme dönüşebileceğini göstereceğim. Ne demiştik “ben yapamam” sözünü unutun, sadece bir metod defterine, bir kurşun kaleme, bir silgiye ve kalemtraşa ihtiyacınız var. Bir de anılarınıza, okuduğunuz hikayelere ve siz olmaya.
Atölyenin sonunda göreceksiniz, biriniz yönetmen olmuş film yönetiyor, biriniz senarist olmuş diyalogları tartışıyorsunuz, biriniz dekor yapmaya başlamış, birinizin de elinde bir kamera, belli olmaz oyunculuğa da başlayabilirsiniz.