İstanbul Modern Sinema, bu ay ışık ve gölge üzerine bir seçki sunuyor
“Gölge Et Yeter!”İstanbul Modern Sinema, Altyazı dergisi işbirliğiyle 28 Şubat`a kadar “Gölge Et Yeter!” adlı bir program sunuyor. Işık ve gölge, sinemayla sanatlar arasında doğuştan gelen bir akrabalığı her zaman diliminde, ülkede ve kültürde türlü biçimlerde sürdürüyor. Birbirinden farklı dönemler, farklı malzemeler ve mecralar arasında gezinen filmler, hayalle gerçeği bambaşka dünyalardan anlatan bir seçki oluşturuyor.
Programda, sinemada animasyon akımının öncülerinden Alexandre Alexeieff’in beş kısa filmi ve belgeseli, eserleri “Gölgeye Övgü” sergisinde de yer alan Fin yönetmen Katariina Lillqvist’in kukla animasyonu “Sonsuz Yollardan Hikâyeler”, Amerikalı yönetmen Nina Paley’nin, festivallerde ödüller alan animasyon filmi “Sita Blues Söylüyor”, İranlı yönetmen Muhsin Mahmelbaf’ın “Bir Zamanlar Amerika”, Xiao Jiang’ın ilk filmi “Elektrik Gölgeler” ve Yavuz Turgul’un “Gölge Oyunu” ile Ahmet Uluçay’ın “Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak” başlıklı filmleri gösterilecek.
“1 Günlük Festival”: Cinsiyetler Arası Yolculuklar
İstanbul Modern Sinema, Şubat ayında Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) ile işbirliğinde “1 Günlük Festival” dizisinin ikincisini de düzenliyor. 7 Şubat Cumartesi günü gerçekleşecek olan “Cinsiyetler Arası Yolculuklar” başlıklı etkinlik, Türk sinemasının birbirinden ilginç dört filmini sinemaseverlerle buluşturuyor.
Cinsiyet ve cinsellik konularını, kendilerine özgü ve Türk sinemasında pek rastlanmayan bir bakışla ele alan dört film gösteriliyor: “Köçek” (Nejat Saydam), “Beddua” (Osman Seden), “Dönersen Islık Çal” (Orhan Oğuz) ve “Kadın Hamlet” (Metin Erksan). “Köçek”te Müjde Ar son derece ilginç bir rolde, bir erkek olarak karşımıza çıksa da, baştan sona sürprizlerle dolu bu benzersiz öyküde, film boyunca iki cinsiyet arasında farklı duraklara uğruyor. Bülent Ersoy, 1980 yapımı “Beddua”da cinsiyeti ne kendisi ne de başkaları tarafından tam olarak kabullenilen bir şarkıcıyı; Fikret Kuşkan, “Dönersen Islık Çal”da kendisi gibi toplumun kenarında kalmış bir karakter olan bir cüceyle yolu kesişen bir travestiyi canlandırıyor. Türk sinemasının usta yönetmenlerinden Metin Erksan’ın “Kadın Hamlet”i ise Shakespeare’in efsanevi karakterine, yönetmenin kendine özgü, yaratıcı ve şaşırtıcı penceresinden bakıyor.