İstanbul Modern Sinema’da “Site Filmleri”

Tarihler: 01 Ekim 2009 Perşembe ~ 11 Ekim 2009 Pazar

Yer: İstanbul Modern Sanat Müzesi

Nereden Alınır: www.istanbulmodern.org

Adres: Meclis-i Mebusan Cad. Liman İşletmeleri Sahası Antrepo No:4 34433 Karaköy - İstanbul İstanbul İstanbul

Paylaş:

Yorumlar:

istanbul.net.tr Eki 1, 2009 ~ Eki 11, 2009
İstanbul Modern Sinema’da “Site Filmleri”

İstanbul Modern Sinema, 1 – 11 Ekim tarihleri arasında “Site Filmleri” isimli bir film programı sunuyor. Programda, Sarkis’in “Site” sergisinin bir parçası olarak, kendi sanatıyla ilişkilendirdiği filmler yer alıyor.

Jean Marie Straub - Danièle Huillet, Anna Magdalena Bach’ın Güncesi’nde ünlü bestecinin yaşamını dramdan çok kariyerine odaklanarak sunuyor. Kendisi gibi müzisyen olan eşi Anna M. Bach’ın günlüklerinden derlenerek hazırlanmış bir Bach otobiyografisinden yola çıkan 1968 yapımı film, “Brandenburg Konçertoları”ndan farklı sonat ve suitlere uzanan müzikal yolculuğa eşlik ediyor. Filmde Bach’ı ünlü klavsenci Gustav Leonhardt canlandırıyor.

Jean Marie Straub - Danièle Huillet’nin, Arnold Schönberg’in tamamlanmamış üç perdelik operasından sinemaya aktardıkları 1975 yapımı Musa ve Harun, filme çekilmiş en iyi opera örneklerinden biri. Çekimleri Mısır ve İsrail’de gerçekleşen Musa ve Harun, kutsal kitaplardan bildiğimiz efsanevi hikâyesi, Schönberg’in karmaşık müziği, Straub - Huillet’nin sinema estetiğiyle ders niteliği taşıyor.

Sergei Paradjanov’un 1968 yapımı Narın Rengi isimli başyapıtı, tutkuların, korkuların, acıların eksik olmadığı gerçeküstü bir dünyada, Ermeni ozan Sayat Nova’nın hayat hikâyesini şiirleriyle harmanlayıp, semboller ve alegorilerle anlatıyor. Film, zaman ve mekân algısını öyle ustaca kaybettiriyor ki, filmden ibrik, kilim gibi Anadolu imgeleri uzun süre hafızanızdan çıkmıyor.

Andrei Tarkovski’nin 1979 yapımı Stalker’ı sinemanın felsefeyle öpüştüğü eşsiz bir film. Bilmediğimiz bir zaman, isimsiz bir ülke, hakikati aramak için yola çıkmış insanlar ve bu yolculukta onlara eşlik eden iz sürücüler...

Robert Kramer’in 1970 yapımı Buz filmi ise kurmaca ve belgesel sınırları arasında gezinen müthiş bir anti-ütopya. 60’ların sonunda faşist bir rejim ve bu rejime karşı mücadele eden bir sol grup… New York’ta aslında hiç gerçekleşmemiş bir devrimin hikâyesini belgesel diliyle anlatan Buz, Jean-Luc Godard’ın Alphaville’i ile kıyaslanabilecek, özgün bir film.

Fellini’nin 1963 yapımı, sinema tarihinin en önemli filmlerinden biri olarak kabul edilen Sekiz Buçuk, yeni filmini çekmeye hazırlanırken, sanatsal yaratıcılığını kaybettiğini düşünmeye başlayan ünlü bir yönetmenin, düşle gerçeğin birbirine karıştığı, aşk, sanat ve kadınlarla örülü, saplantılı hayal dünyasını anlatıyor.

Amos Gitai, büyük yankı uyandıran filmi Serbest Bölge’de olduğu gibi, bilmediğimiz bir Ortadoğu ve İsrail’in sınırlarını çiziyor. Estonya’dan hayat kadını olarak yasadışı yollarla İsrail’e getirilen bir grup kadının hikâyesini konu alan 2004 yapımı film, bu toprakların düşünülenin aksine cennete açılan bir kapı olmadığını anlatıyor. Yönetmen, filmini “İsrail’i küresel bir geneleve benzetebilecek kadar cesur” buluyor.

Zeki Demirkubuz’un, son dönem Türk sinemasının en çarpıcı örneklerinden biri olan 2006 yapımı Kader, Bekir, Uğur ve Zagor arasında geçen epik bir ihtiras hikâyesi. İstanbul’dan Kars’a, cinayetten evliliğe uzanan, acımasız ve delicesine bir aşk macerasını takip eden film, “kader” kavramını sorguluyor.

istanbul.net.tr

Kare Kod (QR) Uygulaması

Sitemizde yer alan Mekan sahipleri ,etkinlik düzenleyenler, Kare (QR) kodunuzu oluşturun, bilgilerinizi mobil kullanıcılarla kolayca paylaşın. Oluşturduğunuz kare (QR) kodu yazıcınızdan basarak hemen kullanabilirsiniz.

Herhangi bir yorum yapılmadı ilk yorumlayan siz olun...
Yorumlar yaparak sesini duyur..!

İlginizi Çekebilir

Aile Eğlencesi Atölye Kurs Bale Çocuk Oyunları Devlet Tiyatroları Haberler Foto Galeri Video Galeri Daha Fazlasını Göster

SAYFAYI PAYLAŞIN

Facebook Twitter İnstagram Pinterest Mesaj Email
KAPAT

HAKKIMIZDA

Hakkımızda iletisim Yasal Uyarı Reklam Android Apple
KAPAT