İstanbul Kültür Sanat Vakfı, 35. İstanbul Film Festivalini 7 - 17 Nisan tarihlerinde sanatseverlerle buluşturacak.
Orjinal Adı: Sürü
1980 Antalya En İyi Film, En İyi Müzik
1980 Antwerp Grand Prize
1980 Londra En Yaratıcı ve Orijinal Film
1980 Valencia Büyük Ödül
1979 Locarno Altın Leopar, En İyi Kadın Oyuncu (M. Demirağ)
Yılmaz Güney´in yazdığı, Zeki Ökten´in yönetmenliğini üstlendiği Sürü´nün en etkileyici özelliği destansı bir hikâyeyle, toplumsal gerçekçi bir tablo çizmesi. Veysikanlar ile Halilanlar aşiretleri arasında yıllardır süren husumet, Halilanların Veysikanlardan Şivan´a kızkardeşleri Berivan´ı vermesiyle çözülmeye çalışılmıştır. İki ailenin birleşmesi ve böylelikle de temelli barışın tesisi amaçlanmıştır. Ancak bebekleri bir bir ölen Berivan lal olmuş, Şivan´ın babası da onu iyiden iyiye uğursuz bellemiştir. Berivan´ı bir gölge gibi takip ederek onunla konuşmaya çalışan ağabeyleri bir yanda, sürekli üstlerine karabasan gibi çöken baba hükümleri diğer yanda, Şivan ve Berivan kafeste çırpınan birer kuş gibi sıkışmıştır bu âlemde. Tek çare, çıkıp gitmektir. Bu esnada, ufuktaki tepelerde hep bir traktör görünür. Makinenin gelişiyle birlikte araziler tarıma açılmakta, tarlalar genişlemekte, hayvancılık ölmektedir. Traktörün giderek yakınlaşması ve ufuktaki arazilerin giderek daha fazlasının tarlaya dönüşmesiyse, yeni ekonomik düzenin bu topraklara ulaşmasını ifade eder. Koyunlarını trenle Ankara´daki alıcıya götüren Veysikanlar yol boyunca büyük kente yaklaştıkça bu düzenin türlü yüzleriyle karşılaşacak, incitilecek, kandırılacak ve sömürülecektir. Ankara´ya varışları ise iyice çıkışsızlığa sürüklenmeleri ve perişan halde kentte bir bir yok olmalarıyla sonuçlanacaktır.
Bu hikâye birçok bakımdan toplumsal bir kırılmayı da ifade eder. Endüstriyel düzenin ve kapitalist ekonomi anlayışının genişlemesiyle birlikte yoksul göçer halkların giderek mülksüzleştirilmesi, üretim araçlarının ellerinden alınması ve işçileştirilmesi anlatılır. Deleuze´ün Güney´in bir başka filmi Yol için yaptığı tespit, pekâlâ Sürü için de söylenebilir. Burada “eski düzen”den “yeni düzen”e uzanan bir tür evrim, yahut “eski düzen”den “yeni düzen”e bir sıçrama getiren bir devrim yoktur. Daha ziyade, eski düzenle yeni düzenin bir arada bulunması veya birbirinin içine karışmasının getirdiği bir “uyumsuzluk” (absurdité) vardır. Bu uyumsuzluğun en net yüzeye vurduğu Ankara sekansında sınıf çatışması da en görünür hale geldiği için, devrimci gencin ağzından sosyalist aforizmalar duymamız tesadüf değildir.
Yılmaz Güney´in önemini Rekin Teksoy, onun “dünya görüşü ile sinema sanatını iç içe geçirmesinde, senaryolarını da yazdığı filmlerinde sosyalist dünya görüşünden yola çıkan bir gerçekçilik anlayışını benimsemesinde” görmüştü. Hem günümüzde yakıcı olan barış meselesine dokunan sahneleriyle, hem dönemin toplumsal gerçekçi bir portesini sunmasıyla, hem sinemamızdaki ayrıksı estetiğiyle, hem de destansı hikâyesinin çok katmanlı anlam derinliğiyle Sürü´yü bugün tekrar sinemada izlemek Türkiye sinemasının en muazzam eserlerinden biriyle kavuşmak anlamına geliyor.
Aslı Özgen Tuncer
Yönetmen: Zeki Ökten, Yılmaz Güney
Senarist: Yılmaz Güney
Görüntü Yönetmeni: İzzet Akay
Kurgucu: Özdemir Arıtan / Özgün Müzik: Zülfü Livaneli
Oyuncular: Tarık Akan, Melike Demirağ, Tuncel Kurtiz, Meral Niron, Levent İnanır, Güler Ökten, Şener Kökkaya
Yapımcı: Yılmaz Güney
Yapım Şirketi: Güney Film
Dünya Hakları: Güney Film
Türkiye / 1978 / DCP / Renkli / 129´ / Türkçe; İngilizce altyazılı