Mehmet Güleryüz - Göz Göre Göre

Mehmet Güleryüz, 55. sanat yılında The Empire Project’te yağlı boya tablolar, desenler, desen baskıları ve İtalyan Defterlerinden oluşan “Göz Göre Göre” adlı sergide son yapıtlarını sunuyor. 7 Mart- 27 Nisan 2013 tarihleri arasında sürecek sergide, bir bölümü bu sunum için üretilmiş yağlı boya tablolar ve desenlerin ortak paydası sanatçının içerik, biçim zaman ve mekan boyutlarında yerleşikliği yıkan doğaçlama anlayışı. Bu yenilenme mücadelesinin sonucu olarak Güleryüz’ün 55. sanat yılındaki yapıtlar taze, mizah dolu ve şaşırtıcı.

Kent Soyutlamaları
Sergideki tuval üzerine yağlı boya tablolar, insana karşı bir “tahribi inşa eden” kentleşme politikalarıyla hesaplaşan soyutlamaları içeren bir serinin devamı. "Stamboli: Şehre Doğru" (250x180 cm x2) adlı 2012 tarihli diptik yapıt, devinim içinde yaşayan bir organizma olarak ele aldığı iki yakaya uzanan metropollerin çelişkilerini ve insan aleyhine gelişen kentleşmelerini anlatan bir soyutlama. Bu çalışma 1987 tarihli “Su”, 1991 tarihli “Karşı Rüzgar” serileriyle ve Sotheby’s müzayedesinde satılan “İki Yaka” adlı 2011 tarihli yapıt ile öncelenmişti. Sanatçının 2013 tarihli iki yapıtı; “Akşam Güneşi” (tuval üzerine yağlı boya. 200x200 cm) ile “Uzak” (tuval üzerine yağlı boya, 250x300 cm) yine bu çerçevede doğanın ortasında kendi yapılarıyla sıkıştırılmış insanlığa eleştirel nazarlarla bakan kenti yansıtıyorlar.

Plastik Sanat ile Tiyatronun Evliliği
Sanatçı, işlerinin ayrılmaz bir parçası olan sosyal ve siyasi eleştirilerinde hiciv ve komedi unsurlarını teatral bir ustalıkla kullanıyor. Sergide çok sayıda görülecek olan desenlerden bazı seriler daha önce Hollanda’nın Stedelijk Müzesi’nde, 15 Eylül 2012-13 Ocak 2013 tarihleri arasında “Hikayemi Hangi Dilde Anlatsam” adlı Türkiyeli sanatçıların karma sergisinde gösterilmişti. Sanatçının bu sergi için yeni yaptığı 30 desenlik seri “Resm-i Geçit” (Parade) adını taşıyor.

Mehmet Güleryüz, desenlerinin ve sanatının tiyatro ile ilişkisi hakkında şunları söylüyor: “Resme ve oyunculuğa aynı senelerde girdim ve çizimin anlamlanması sürecini besleyen tiyatro oldu. Bir süre ikisini birlikte sürdürdüm. Profesyonel oyunculuğa çağrılmam resmi bırakmamı gerektirdi. Bu süreçte oyunculuğun yanı sıra kostüm tasarımı yaptım. Tiyatroda iken resimde ne yapmam gerektiğini anladım ve resim öğrenimime geri döndüm. Yapı kurucu, keskin gözlem, kayıt etme ve dışa vurucu ifade, durmaksızın çizme tutkusu, oyuncu güdülerimle birlikte yürüdü.” Sanatçı, işlerindeki şaşırtıcı sürprizleri ve doğaçlama süreçlerini ise şöyle açıklıyor: “Birçok doğaçlama desenimde beklenilmeyenin, önemli yeri oluyor. Çizimlerim oyuncu yapımın dürtülerinden, gereksinim ve zevklerinden besleniyor.” Sergide ayrıca sanatçının desenlerinden 25 edisyonlu setler ile sanatçının 1999-2005 arasında yaptığı desen ve notlarını içeren, çizimde yeni yollar arayışını yansıtan “İtalyan Defter”lerinden 164 edisyon da yer alıyor. Bu baskılar, Güleryüz’ün 55. sanat yılında ve 73. solo sergisinde sanatseverlere küçük bütçelerle ulaşabilecekleri birer armağan olarak görülebilir. Temsilde gerçekten yola çıkan, ama gerçeküstü alana da kapılarını açık tuttuğunu söyleyen, büyük rahatlıkla hem doğudan hem de batıdan beslenen sanatçının her işi edebi, tarihi, sosyolojik bir araştırma alanı niteliğinde.

Yorumlar yaparak sesini duyur..!

Yorumda Görünecek İsim

Puan

Yorum

Güvenlik Kodu:

Yorum Ekle