Londra’da yaşayan Türk vokalist Olcay Bayır ile Filistinli ud üstadı Nizar Rohana’nin yeni ve ortak bir çalışmasına Ermenistan'dan Duduk Sanatçısı Suren Asaduryan'da katılıyor. Bu muhteşem buluşma The Mekan sahnesinde gerçekleşecek.
Alanlarında usta üç müzisyen Anadolu, Orta Doğu ve Ararattan seçkin repertuarları ve kendilerine ait aranjeleriyle, insan sesi düdük ve ud arasındaki ahenk ve armoniyi, sınırları zorlayan, duru ve etkileyici bir tadla dinleyicileriyle paylaşmaya hazırlanıyorlar.
Ruhu Titreten Kayısı Dalı Düdük
Topu topu iki karış uzunluğunda, kaval benzeri bir çalgı duduk. Ses hacmi, günümüz enstrümanlarının yanında çok zayıf: 1 oktav sadece. Etnomüzikologlar, belki de dünyanın en ilkel enstrümanı, diyor onun için. Bin, hatta bin beş yüz yaşında olduğu sanılıyor. Anayurdu Doğu Anadolu. Azeriler dut ağacından yapıyor ve "balaban" diyor adına. Dağıstanlılar'ın "yastı balaban"ı kızılcık ağacından. Biz "mey" adını vermişiz. Ceviz dalından yapıyoruz. Bu primitif çalgıyı ulusal enstrüman kabul eden, içine sihir üfleyen Ermeniler'e gelince... Ermeniler "kayısı çubuğu" anlamına gelen "duduk"u yüzyıllardır aynı teknikle yapıyor. Dışında özenle seçtikleri çubuğu kullanıyor. Ağızlığına ise Aras Nehri'nden kestikleri kamışı ham haliyle yerleştiriyorlar. Ve öyle çalıyorlar ki, dinleyenin ruhu titriyor.
Sitemizde yer alan Mekan sahipleri ,etkinlik düzenleyenler, Kare (QR) kodunuzu oluşturun, bilgilerinizi mobil kullanıcılarla kolayca paylaşın. Oluşturduğunuz kare (QR) kodu yazıcınızdan basarak hemen kullanabilirsiniz.