Beethoven’ın Aydınlık Dünyası’na adanan 48. İstanbul Müzik Festivali, büyük besteciye bir saygı niteliğinde kurulan Beethoven Trio Berlin’i ağırlıyor.

Bu konser yalnızca Türkiye'den izlenebilecektir.

BEETHOVEN TRIO BERLIN
Andreas Ottensamer klarnet
Knut Weber viyolonsel
Julien Quentin piyano

Max Bruch
Klarnet, Viyola ve Piyano için Sekiz Parça, op. 83: II, V, IV, III

Robert Schumann
Viyolonsel ve piyano için Adagio ve Allegro, op. 70

Felix Mendelssohn-Bartholdy (düz. A. Ottensamer)
Sözsüz Şarkılar’dan bir seçki

Ludwig van Beethoven
Piyanolu Üçlü No. 4 Si bemol Majör, op. 11, “Gassenhauer”

Arasız 60’ sürer.

Berlin Filarmoni’nin iki üyesiyle çok yönlü Fransız piyanist Julien Quentin’i buluşturan topluluk bu konserde, virtüöz olduğu kadar derinlikli ve duyarlı yorumlarıyla Romantik dönemin en güzel eserlerinden bazılarını seslendiriyor.

Beethoven Trio Berlin, pandemi nedeniyle canlı etkinliklerin iptal edilmesiyle Berlin Filarmoni’nin Dijital Konser Salonu’nda konser vermek üzere davet edilen ilk topluluklardan biriydi. Repertuvarının merkezine Beethoven’ın “Gassenhauer” Üçlü’sünü alan topluluk, Knut Weber ve uzun süredir ikili olarak çalışmalar yürüten Andreas Ottensamer ile Julien Quentin’den ile oluşuyor.

Berlin Filarmoni Orkestrası’nın klarnet grup şefi Andreas Ottensamer ayrıca solist olarak, kendi orkestrasının yanı sıra Viyana Filarmoni’den Seul Filarmoni’ye dünyanın önde gelen topluluklarına konuk oluyor; Carnegie Hall’dan Sidney Operası’na dünyanın belli başlı sahnelerinde dinleyicilerle buluşuyor. Deutsche Grammophon ile kayıt anlaşması imzalayan ilk solo klarnetçi olan Ottensamer, 2015’te ECHO Klasik Ödülleri’nde Çalgı Dalında Yılın Sanatçısı seçildikten sonra, Yuja Wang, Maris Jansons ve Berlin Filarmoni ile kaydettiği son albümü Blue Hour ile de 2019 Opus Klasik Ödülleri’nde Çalgı Dalında Yılın Sanatçısı ödülünü kazandı. 23 yaşında Berlin Filarmoni Orkestrası’na katılan ve halen orkestra kurulunda da görev yapan viyolonselci Knut Weber, aynı zamanda Berlin Filarmoni’nin 12 Çellisti ve Berlin Filarmoni Piyanolu Dörtlüsü ile dünya turnelerine çıkıyor, EMI ve Sony etiketleri altında albümler kaydediyor. Oda müziği alanında ayrıca Emmanuel Pahud, Nelson Freire ve Mitsuko Uchida gibi sanatçılarla işbirliği yapıyor. Görsel sanatçılarla çokdisiplinli projelere imza atan, doğaçlamadan elektronik müziğe farklı türlerde çalışmalar yapan piyanist Julien Quentin ise Verbier, Luzern, Gstaad, Montrö, Mecklenburg-Vorpommern, Bonn Beethoven, Ravinia ve Mostly Mozart gibi Avrupa ve Kuzey Amerika’nın önemli festivallerinin beğenilen konuklarından. Quentin’in oda müziği partnerleri arasında Nicolas Altstaedt, Emanuel Ax, Lisa Batiashvili, Gautier Capuçon, Sarah Chang, Thomas Quasthoff ve Kirill Troussov gibi sanatçılar var.

Bruch’un oda müziği eserleri içinde en tanınmışı olan op. 83, Sekiz Parça, lirik ezgileri, romantik armonileri, tutkulu ifadeleri ve zarif tasarımlarıyla son derece güzel minyatürlerden oluşuyor. Bruch’un 25 yaşındaki oğlu için yazdığı bu parçalar, Brahms ve Mozart’ın üçlülerinin halesi ile sarmalanmış olduğu gibi Alman Romantizminin olgun geleneği de yansıtıyor. Schumann’ın önce Romanza olarak adlandırdığı Adagio kimi müzisyenlere göre iki çalgı arasında gelişebilecek en romantik ilişkilerden birini sunarken Allegro ise enerjisi ve neşesiyle öne çıkıyor. Romantik dönemde piyano için küçük lirik parçalar yazma geleneğine Mendelssohn yeni bir anlayış getirdi ve Sözsüz Şarkılar başlığı altında sekiz ciltte topladığı toplam 48 parça besteledi. Bu parçalara söz yazılması tekliflerini ise, “Sevdiğim müziğin bana ifade ettiği şeyler, kelimelere dökülemeyecek kadar belirsiz düşünceler değildir, tam tersine, kelimelere dökülemeyecek kadar belirli düşüncelerdir.” diyerek reddetti. Beethoven’ın henüz Viyana’da kendini ispatlamaya çalışan bir gençken bestelediği op. 11, Piyanolu Üçlü’sü ise hafif ve neşe dolu. Son bölümünde kullanılan döneminin popüler ezgisi nedeniyle eser “Gassenhauer” lakabıyla da anılıyor.

ÇEKİM MEKÂNI: CHRISTOPHORI PİYANO SALONU, BERLİN
Bartolomeo di Francesco Cristofori (1655-1731) Floransa’da 1709’da ilk fortepiyanoyu geliştirdi. Mekaniğine çekiç, çift tel, pedal gibi yenilikler getirdiği dört oktavlık çalgıyı 1726’da tamamladı. Yaklaşık 100 yıl boyunca fortepiyano yapımında Cristofori mekaniği kullanıldı.

Christophori Piyano Salonu, bir yandan kuyruklu piyanoların, özellikle de tarihi fortepiyanonun restore edildiği diğer yandan da konserlerin verildiği bir mekân. 19. yüzyılda ve 20. yüzyılın başlarında piyano fabrikalarına bağlı olarak inşa edilen ve bütün büyük bestecilerin ziyaret edip konserler verdiği piyano salonları geleneğini yaşatan mekânda her ay düzenli oda müziği konserleri veriliyor.