Türk tiyatrosunun usta ismi Ali Poyrazoğlu sizi eğlenceli, keyifli, uçuk-kaçık, insanın içini açan, yaşam enerjisini yükselten bir güldürüye davet ediyor!

En gülünecek olayları ciddiyet penceresinden, en ağlanacak olayları güldürerek sergileyen bir usta olan Ali Poyrazoğlu, Ödünç Yaşamlar'da yine bir ilki deniyor, farklı bir tarzın öncülüğünü yapıyor; güldürü ustalığıyla yaşam koçluğu seminerlerini birleştiriyor. Kendisinden, bir "uzatmalı" öğrenciden yola çıkarak tadına doyulmaz öyküler demetiyle seyirciyi bir yandan güldürürken, bir yandan da herkesin yaşamındaki en önemli olgularla ilgili aydınlatıcı bakışını paylaşıyor.

Eğer iş özel yaşamınızda, iş yerinizde, evinizde, aşkınızda, yaşamla olan ilişkinizde bir fark yaratmanın peşindeyseniz, "Ödünç Yaşamlar" adlı kendi yazdığı kitaptan sahneye uyarladığı aynı adlı bu oyun olacak. Ali Poyrazoğlu'nun çalışma yöntemlerini, yasakları, alışkanlıkları hınzır bir üslupla "ti"ye alan ezber-bozan gösterisi Ödünç Yaşamlar'ı sakın kaçırmayın.

"Ödünç Yaşamlar, stand-up yapmaya çalışanlara hodri meydan diyor. Ödünç Yaşamlar'ı izlerken tiyatro dünyasının kevgirlerinden akıp gitmiş dostlar el sallıyorlardı."
(Çetin Altan - Sabah)

"Alkışlarınız ayrıca değerlendiriliyor. Ali Poyrazoğlu'nun elinde bir alkış kutusu var, içine dolduruyor alkışları oyundan sonra şimdi hayatta olmayan ustalarına ulaştırmak, salıvermek üzere... Ödünç Yaşamlar'ı sakın kaçırmayın."
(Hakkı Devrim - Radikal)

"Okur yazar Ali Poyrazoğlu, entelektüel girdabına asla düşmüyor, onun kıyılarında gezinip, aksine seyirciye bu girdaplardan uzak tutuşun örneğini veriyor. Anlattıklarına daha çok gülüyorsunuz ama o size tüyatronun gülen maskını gösterirken, ardında sürekli drama maskını da tutuyor."
(Doğan Hızlan - Hürriyet)

"Ali Poyrazoğlu'nun Ödünç Yaşamlar adlı tek kişilik oyununun sonunda müthiş bir bölüm var. 'İki günü aynı olan insanın, bir günü kayıptır', tam bir hayat felsefesi... Peki, bu hayat felsefesini nasıl yerine getireceğiz? İki günü aynı olan insanın bir günü kayıpsa, her günü aynı olan insanın neyi kayıptır. Ali Poyrazoğlu, oyunun sonunda o müthiş cümleyi inanılmaz bir tirada dönüştürüyor."
(Ertuğrul Özkök - Hürriyet)