CDA Projects Şubat ayında soyut sanatın yetkin temsilcilerinden, genç sanatçı Seçil Erel’in “Şimdiki Basit Zaman” kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor. Sanatçının, yüzeylerinde dikkatlice kurgulandığı geçişken katmanlarla oluşturduğu soyut komposizyonlara yer verdiği büyük boyutlu tuval işlerinden oluşan “Şimdiki Basit Zaman” adlı sergi 4 Şubat ile 26 Şubat arasında CDA Projects’te görülebilecek.

Seçil Erel’in ayrıntılı ve özenle tasarladığı bu yapı-resimleri yapısalcılığı ile ilgi çekmesinin ve ilk anda izleyiciye modern kent klişelerinden kesitlermiş gibi görünmesinin ötesinde özgün nitelikler taşımaktadır. Emre Zeytinoğlu, sergi katalogunda bu nitelikleri şöyle aktarır:

“ilk bakışta modern kent klişeleri gibi algılanan bu resimler, kaosu içine almaya başladıkça, sanatçıya dair kişisel ayrıntıları da su yüzüne çıkartıyor. Seçil Erel kendi resimleri hakkında konuşurken, bir takım nesnelerin, seslerin (bunlar daha çok müzik parçalarıdır) ya da kişilerin, kimi renkleri çağrıştırdığını ve o renklerin resme kendiliğinden girdiğini belirtiyor. Bu durum doğallıkla, bir sanatçının sezgiselliğinin tam karşılığıdır: Sanatçının bilim adamı olmaksızın matematikle, felsefeci olmaksızın felsefeyle bağ kurması durumudur. Zaten şurası kesindir ki bir sanatçı, bilim ya da felsefe yardımıyla sanat yapmaz; sanatın böyle payandalara gereksinimi yoktur (diğerlerinin de sanata gereksinimi yoktur). Sezgisellik, sanatın tek dinamiğidir. Bu anlamda Seçil Erel’in nesneler-kişiler-sesler-renkler arasında kurduğu ilişkiler, pekâlâ ressamca bir “hissediştir”. Bu “hissedişler” uydurmalara ya da soyutluklara bağlı halde gelişebilir... Renkler ile nesneler-sesler-kişiler arasındaki ilişkilerin, uydurmalar ya da soyutluklar dışında, bilimsel yanını da unutmayalım. Sözgelimi dalga boylarına bağlı olarak renkler ve sesler arasındaki ilişkilendirmelerin somut veriler olarak sunulması, eski bir bilgidir; ya da kimi soyutluklar ile renklerin psikolojik birleşmeleri… İşte tüm bunlar, insanın varoluşunun katışıksız niteliklerini oluşturan bütünlüklerdir ki, Seçil Erel’in resimleri, sezgiselliğin yarattığı bütünlüklerin kadrajları ve onların kompozisyonlarıdır. “

Seçil Erel:

1980 yılında istanbul’da doğdu. Lsans eğitimini 2003 yılında Mimar Sinan Universitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Resim Bölümünde tamamladıktan sonra aynı üniversitede yüksek lisans programına devam etti ve 2007 yılında mezun oldu.

İstanbul, İzmir ve Ankara’da çeşitli karma sergilere katılan Seçil Erel’in 2006 yılında ‘Tutku’ (İş Sanat Galeri, İzmir), 2007 yılında ‘2’ye 1’ (Mine Sanat Galerisi,İstanbul) ve son olarak 2009’da ‘Yalnız An’ (T.C. Ziraat Bankası, Ankara) olmak üzere üç kişisel sergisi açılmıştır.

Çalışmalarında, zihinsel algı, akıl ve duygu arasındaki sıkışmanın tanımsız hali, zamanın geçiciliği ve anın varoluşunu anlatır. Katmanlarla oluşan bu kurgu alanlarıyla “yapmak, bozmak, biriktirmek, dönüştürmek, saklamak” gibi durumlarla insanın zihinsel varoluşuna ve andaki sıkışmasına değinmektedir.

Tuval resminin yanı sıra farklı malzemelerle değişik teknikler de kullanmakta olan Erel, “216 Düşünce ve Üretim Alanı” sanatçılarındandır. Çalışmalarını İstanbul, Moda’daki atölyesinde sürdürmektedir.