Sergiye ismini veren "Yeni Vücut" kavramı, Damla Özdemir'in kolajlarında kullandığı kadın imajlarının, kendi müdahalesiyle başkalaşma ve dönüşüm sürecini vurguluyor. Bu imajları bilinçaltının yönlendirmesiyle özgün biçimde kullanan sanatçı, her birini ahşap katmanlara yerleştirerek onlara üç boyutlu yeni vücutlar kazandırıyor.
Çalışmalarında, organik bağlarından koparılmış kadın, erkek ve hayvanların temsillerine ve toplum içindeki algılanış biçimlerine yer veriyor. Onların kendilerini gerçekleştirme ve "kendi olma" süreçlerini sorguluyor. Genel olarak kadın ve erkeğin toplumda önceden belirlenmiş normlara göre hareket etmesini eleştiriyor. İşlerinde özellikle kadının benlik arayışları göze çarpıyor. Sanatçı, kadın üzerinden yaptığı anlatıma, "erkeği" de dahil ederek ilerliyor. Aslında ulaşmak istediği denge, çalışmalarında parçalar halinde görünürlük kazanıyor. Kadın içindeki bir parça erkeğin; erkek içindeki bir parça kadının, birbirlerinden yararlanmadan, bir bedeni birlikte kullanıp, birbirlerinden beslenmesini hayal ediyor.
Sanatçı belki de cevabına hiçbir zaman ulaşılmayacak bir soruyu devamlı, farklı şekillerde ve sıralamalarla sorar gibi: Yeni vücut orijinali taşımak için yeterli verilere sahip midir?