Esma Demir “sığınağımda uçmayı düşlerken” diyor, marjinart’da 4 - 21 Şubat’09 tarihlerinde !..
Esma Demir, insanları ve sınırlarını anlatıyor, sınırlarımızı, zaaflarımızı, eksiklerimizi renklendirerek güzel bir paketle kabullenişlerimizi resmediyor, sorguluyor…

“Hayal eder dururuz gökyüzünde uçmayı, kanatlar taktık olmadı bir yere kadar, sonunda çelik kanatlarla uçtuk. Kuşbakışı mutlu eder çocuklar gibi bizi, kutu kutu oyuncak gibi görünür sığınaklarımız. Hayal ederiz…pike yaparak bir sonsuz gökyüzü bir yeryüzü, bazen alçalır bazen yükseliriz coşar yüreklerimiz kanatlarımızla…”

Sanatçı özgürce uçurur bizi, kendisinin de hayali, o çatıdan bu çatıya, o sokaktan bu sokağa. Esma Demir daha yakından bakar evlere sokaklara. Sanki herkes terk etmiştir oraları, kimsecikler yoktur sığınaklarda sokaklarda, sanki herkes onunladır, birlikte seyrettirir kanatlanırken, istemez gökyüzü de olsa yalnız kalsın, herkes onunla seyreder boş sokaklarımızı, sığınaklarımızı, çatılarımızı, gökyüzünü… Yeryüzü gökyüzüne nazire yapar rengarenktir, kendisi boyamıştır…

“Sonsuzluk özlemi duyan sığınaklarımız, gökyüzüne selam duran çatılarımız, altında korunduğumuz kötülüklerden. Sığınaklarımız çatırdadığında irkiliriz, bazen doğadan bazen medeniyet(sizlik)ten gelen tehditlerle içine içine gömüldüğümüz sığınaklarımız.
Ne kadar süslesek de, düzenlesek de son moda dekore etsek de insanın korkularının, zaaflarının eseri, bazen sanat eseri bazen müteahhit eseri beton sığınaklar. Onlardan bazen çıkmak istesek de korkarız, pencereden bakarız gökyüzüne, çatılara çıkamayız, kat çıkarız gökyüzüne. Teknoloji çalışır, mimarlar işbirliği yapar, teknolojiyi zorlar yeni keşiflerle daha da gökyüzüne diye yarışırlar. Gökdelenler, gökdelenler, Guinness Rekorlar Kitabı’na girmeye adaylar ama sığınak olmaktan öteye gidemezler. Bazılarının sığınaklarının temeli yoktur havada asılı sabittirler, boşluktadırlar, kaybolmaya ve düşmeye hazırdırlar, sığınaktırlar ama yer değiştirmeye hazırdırlar, onlar sığınaklarıyla hareket edenlerdir, yer değiştirebildikleri için özgür sanırlar kendilerini, onlar sığınaklarına yapışıktır, yaşamda onlar için başka bir alternatif yoktur.”

Sanatçı insanları ve sınırlarını anlatıyor, sınırlarımızı, zaaflarımızı, eksiklerimizi renklendirerek güzel bir paketle kabullenişlerimizi resmediyor. Sorguluyor; Orada dış tehditlere karşı güvendeyiz öyle mi? İçerde tehlike yok mu? İçerisi daha derin bir kuyu değil mi?

MARJİNART’da “sığınağımda uçmayı düşlerken” sergisi 4-21 Şubat tarihlerinde Pazar Pazartesi günleri hariç 10:30 – 19:30 saatleri arasında izlenebiliyor. Ancak ziyaretçiler - diğer sanat galerilerinden farklı bir biçimde- MARJİNART’ı önceden arayıp gün ve saat belirledikten sonra sergiyi izlemeye gidebiliyorlar.