Kentin ve kamusal alanın sosyopolitik boyutlarını odağına alan PARK: Bir İhtimal başlıklı sergi, Garanti Bankası’nın desteğiyle, Nişantaşı Cumhuriyet Parkı’nda İstanbullularla buluşuyor. Sanatçıların, parkların ne olduğu ve ne olabileceği konulu yapıtlarını bir araya getiren “PARK: Bir İhtimal”, her gün içinden geçip gittiğimiz mekanların öykülerini anlatıyor. Küratörlüğünü Can Altay’ın üstlendiği sergide, kentin bir parçası olan park, hem kente dair ipuçları barındıran, hem de kentle ilgili anlamların üretilebileceği bir alan olarak ele alınıyor.

Sergi, karmaşık bir ekosistem olan “kent” ve onun alt sistemlerinden “park”ı anlayarak, başka bir ihtimal üzerinden yeniden üretilmesi, kamusal alanın üretken bir sosyal alan halinde kurgulanarak yaşama dahil edilmesi kaygısını taşıyor. “PARK: Bir İhtimal” ayrıca, sınırlı kaynaklarla, kendine yetecek düzeneklerin nasıl çalışabileceğine dair tezler de üretiyor.

Sergide; Ceren Oykut’un “Mayıs’ta ve Temmuz’da Nihori” adlı işi; Sinek Sekiz’in kendi kendine yeten ve sudan başka bakım gerektirmeyen, ilaçsız, desteksiz “Kent Bostanı”; Nils Norman’ın “Kamusal Çalışma ve Oyun Alanı Heykeli İstanbul” adlı yapıtı; çimleri yürüyüş yoluna taşıran “Çimenler”; park sakinlerine oturma alanı sunan “Ahşap Tünek” ve parkı olduğu gibi yaşayanların, parktan geçinenlerin, gelip geçenlerin hikayelerinin dinlenebileceği “Dinle-Gez” yer alıyor.

Sergiyle ilgili bilgi veren Küratör Can Altay, “Kentin sıkıntıları ve kamusal alanın daralmasından, doğa-kültür arası yapay ayrımlara kadar giden evrensel sorunlarla uğraşmanın yolunun, faal ve müdahil olmaktan geçtiğine kanaat getirdik. Sonuç olarak bu sergi, parkın ne olduğuna ve neler olabileceğine dair tezler üretiyor. Fakat bunları yazarak değil de yaparak öneriyor. Açıkta, herkesin geçtiği, kullandığı bir parkta, sadece görülmeye değil; kullanıma açık, kullanıldıkça anlam kazanan ve kendi yaşam döngüsüne sahip birtakım yapıtlarla tezlerini üretiyor ve öneriyor.” dedi.