Çağdaş Türk heykelcileri arasında hatırı sayılır bir yeri bulunan ve “Aloş” lakabıyla tanınan Ali Teoman Germaner`in bronz ve desenler heykel sergisi 11 Kasım Perşembe günü Galeri Işık Teşvikiye’de açılıyor. 10 Aralık Cuma gününe kadar açık kalacak sergide, sanatçının doğaüstü varlıklar ve fantastik biçimleme anlayışını ustaca aktardığı bronz heykelleri yer alıyor.
Heykelin bir ölçüde maddenin sanatı olduğuna inanan Ali Teoman Germaner, eserlerinde düşünce açısından yoğun ve görsel açıdan zengin anlatışa önem veriyor.
Uzak geçmiş kültürlerinin kalıntılarını kendine özgü ve sıradışı bir dille aktaran Germaner’in eserleri, çarpıcı algıları ve desenleriyle sanatseverleri sınırların ötesine taşıyor.
Ali Teoman Germaner (Aloş)
Aloş lakabıyla bilinen ünlü heykeltraş Ali Teoman Germaner 1934 yılında İstanbul`da doğdu. 1949-1954 yılları arasında iDGSA Heykel Bölümü`nde Rudolp Belling, Zühtü Müridoğlu ve Hadi Bara`nın atölyelerinde sanat öğrenimi gördü. 1960 yılında Fransız hükümetinin bursuyla Paris`e gitti. 1961-1965 yılları arasında École des Beaux-Arts`da bulundu. Rene Collamarini`nin atölyesinde heykel ve W. S. Hayter`in atölyesinde gravür çalıştı. MSÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümünde öğretim üyeliği yaptı..
Düşündüklerim, İnandıklarım
Görsel bir dil olan uğraşımın insandan insana bir iletişim türü olduğuna inanırım. Sözel olmayan bu dilde söylenen türkü , özgün, bazen yerel ve giderek evrenselleşerek güncellik kazanır.Ürettiklerimin olabildiğince geniş zaman dilimlerine yönelik çağrışımlar içerebilmesini isterim. Kimi kez bir taşlama esintisi yer alır yaptıklarımda.
Bu türküde neyin dile getirildiği denli ,getiriliş biçimi de önem taşır benim için.Düşünce açısından yoğun,görsel açıdan zengin anlatışa özenmek, biçimcilik değil ama insana saygının gereğidir kanısındayım.
Ne zaman ne yapacağımı koşul ve olanaklarım belirler. Hangi türde olursa olsun çalışmanın aralıksız sürmesinin gerekli olduğunu düşünürüm. Son yıllarda bronz tutkum oldu. Zamana direnebilen soylu ve kalıcı malzemeyi yeğlerim. Heykelin bir ölçüde maddenin sanatı olduğuna inanırım.
Uzak geçmiş kültürlerin kalıntıları öteden beri beni etkiler, kimi çalışmalarımda onlardan çağrışımlar , esintiler yansır. Bu geçmişe duyulan özlemden kaynaklanmaz. Geçmişi yeniden gündeme getirmek gibi bir amaç da söz konusu değildir .Ama acısıyla tatlısıyla hangi yöre ya da zaman dilimine ait olursa olsun , geçmişin bizi ve günümüzü içine alan bir bütün olduğunu düşünüyorum.
Sanatın -dünü, bugünü ve belki yarınıyla -içinde pay sahibi olduğumuz insanın serüvenine dair olduğuna inanıyorum.
Aloş