Nihal Güres ‘’Hayatımın En Mutlu Anı’’ isimli Resim ve Seramik Sergisi,
Masalsı Bir Dünyadan, Masalsı Bir Sergiye…
‘’Hayatımın En Mutlu Anı ’’
Sabri Berkel’in içtenlikli çalışmalarına büyük değer verip yüreklendirdiği öğrencisi Nihal Güres’in masalsı dünyasına, Orhan Pamuk’un Masumiyet Müzesi kitabının giriş cümlesiyle başlıyoruz.
Naivitenin sağladığı bir tür gözü peklikle renk dünyasının en uç noktalarında bile denge olanakları bulan Nihal Güres, süsleyici nakış değerleri ile resim olgusunun açmazlarını birbirine kaynaştırabilen duyarlılığı da sürekli kılmasını iyi biliyor.
Nihal Güres’in başarısı, kuralların pek de geçerli olmadığı bir duyuş ortamında, hareket noktasını oluşturan bir biçim çekirdeğinin filizlenip yeşerdiği ve ardından cesaretle büyüdüğü doğal bir sürece uyum sağlamasıyla bağlantılı. Akademik iklimlerde olduğu gibi zorlanmış kurallara değil yaşanmış deneyimlerin doğaya uyum sağlayan kurallarına ulaşılıyor.
Nihal Güres’in çalışmaları yaşanmış deneyimlerin ters yüz edildiği, kendi dışına taşarak kendini betimlemeye çalışan yansımalarda hep başka varlıklarla buluşan bir karmaşanın şenliğine ulaşıyor. Figürü nakış bezemesiyle saran sevecen duyarlılık tek tek her nesneyle yapılan birer resim anlaşmasının koşullarını, hem sorumlusu olduğu hem de kayıtsız kaldığı çelişkili bir atmosfere borçlanıyor ama bu eserlerin tümü dipteki karmaşasında her şeyin kolayca seçilebildiği doğal berraklığını korumasını biliyor.
*Sezer Tansuğ’un ‘’Nihal Güres’in Resim Oyunları‘’adlı metninden yararlanılmıştır.