“Aşk Hikayen Düşmüş”, hiç kavuşmamış iki aşığın uzaktan uzağa oynadığı oyunlara tanıklık etmemizi sağlıyor. Parmak boyunda insanlar, kanatlı müzisyenler, hayaletler ve ışıklı yollar onları bir araya getirir mi? Bu aşk hikayesi aşıkların birlikte çocuk olduğu, zaman zaman birlikte delirdiği bir bahçeyi gösteriyor bize.
Bu anlattığımız iki kişilik bir aşk hikayesi, aslında pek çok kahramanın yer aldığı ve büyükler iyi uyusun diye yazılmış bir masal. Kahramanlarımız “kadın” ve “erkek” birbirlerine aşıktır ama henüz karşılaşmamışlardır. Bir anlamda birbirlerinin büyük aşkıdır, hatta onlar birbirlerinin ruh eşidir. Evren onları bir araya getirirse muhteşem bir aşk masalı armağan edilecektir Dünya’ya. Peki tam tersi olursa, onlar için hikaye daha zorsa, birbirlerinden çok uzaklara düşmüş ve hatta karşılaşmaları imkansızsa. Yine de aşk devam eder mi? Arada koca bir okyanus ya da yıllar olsa yine de aşk kalır mı bünyede? İki ruh eşi ayrı hayatlar içinde de sürdürebilir mi hikayeyi?
Bu sonu gelmeyen neşeli masalı izlerken belki siz de cebinizde unuttuğunuz aşkı hatırlayacaksınız... Kim bilir? Şimdi koltuğunuza oturup sahneye bakın, çıkarken ceplerinizi kontrol edin, düşlediğiniz aşk hikayeniz bir yerlerde düşmüş olabilir.
Dünya’nın herhangi bir yerinde sizin bir ruh eşiniz varsa ve farkında olmadan onunla aynı oyunu oynuyorsanız, gökyüzüne bakınca aynı şeyleri görüyorsanız, bir şarkı çalarken aynı yerde gözleriniz doluyorsa...
Siz, böyle bir aşka inanır mısınız?
Rana ve Selçuk Alagöz'e, saygıyla...
Teşekkürler: Baba Sahne, Şevket Çoruh, Günay Karacaoğlu, Nilgün Kurt, Turgay Kantürk, Melih Karakurt, Bersis Yılmaz, dükkan, Boa Sahne, İrfan Bostanxcı, Murat Uğurlu, Serhat Narin, Derya Yıldırım, Cafer İşleyen