Gökyüzünü kapkara bulutların kapladığı zamanlarda, bazen bir an için bir ışık huzmesi karanlığı delip yeryüzüne ulaşır. O anda boynunuzu karanlığa eğmeden başınızı dik tutmuşsanız eğer iştebu ışıktan gözleriniz kamaşır.

Hayyam yüzyılının göz kamaştıran ışığıdır. Rubaileri tüm dünyada tanınır. Neredeyse dünyanın bütün dillerinde okunur. Bir bilim adamı olarak da pek çok buluşu ona borçlu insanoğlu. Dünyanın ilk gözlemevinin kurucusu, binom açılımının ve x sayısınınmucidive savaş karşıtı ilk eylemcisi... Saymakla bitmez maharetleri... Âşıktır da sonuna kadar. Hem de tutkulu bir âşık. Kavuşup yitirmiş bir maşuk... Yeniden kavuşmuş mudur? Şarabîdir. Molların, softaların arasında dünyanın döndüğünün farkındaysan ve küfür sayılıyorsa bilimle uğraşmak, dünya dönmüyor demek yakışık almaz Hayyam'a. Şarapla döndürüp dünyasını, bastırır acısını. Söyler rubailerinde en "yıkıcı" eleştirilerini. Peki iki tiyatrocu, tiyatrocu bir dostlarının meyhanesinde bir araya gelir de Hayyam'dan sohbet etmeye başlarlarsa ne olur?Müzikli, şarkılı, nükteli, epikli, al takke ver külahlı, tam yerine rast gelince manzara kondurmalı, pek bi keyifli...

Oyunlaştıran: Cansu Fırıncı, Harun Güzeloğlu
Yöneten: Harun Güzeloğlu
Dekor/Kostüm Tasarım: Hilal Polat
Müzik: Doğan Yılmaz, Erdal Yapıcı (Eşik Project)
Görsel Tasarım: Bülent Erdoğan
Yönetmen Yrd.: Çağıl Tamgüler
Oynayanlar: Sevtap Özaltun, Cansu Fırıncı, Harun Güzeloğlu