Jean Paul Sartre'ın bir grup direnişçinin hikayesini anlatan oyunu "Mezarsız Ölüler" Tatbikat Sahnesi İstanbul'da...

Canoris: Bana kalırsa biz çoktan öldük. Artık işe yarar olmaktan çıktığımız o anda. Şimdi elimizde kalan aslında başlamadan bitmiş bir yaşamın son kırıntısı, tüketilecek birkaç saat. Zamanı öldürmekten ve yanındakilerle gevezelik yapmaktan başka yapacağın bir şey yok artık. Boş ver, dinlen. Biz artık hesapta yokuz, önemsiz ölüleriz.

Henri: Bir hiç için ölmeye hakkımız yok. Yirminci yüzyılın en önemli düşünürlerinden biri olan Jean - Paul Satre oyun kişilerinin kendi varoluşlarındaki anlamları, toplumsal değerleri tartıştırırken kendi varoluşçu felsefesiyle de tanıştırıyor: İnsan özgürlüğe lanetlenmiştir. Yazar kendi zamanının korkunç ve anlamsız dünyasına doğan insanın kendi yaptıklarından sorumlu olduklarını düşünmelerini istiyor: Satre İnsan kendi kendinin yaratısıdır, kendini gerçekleştirdiği ölçüde var olur, yani eylemlerinden oluşur, hayatının ta kendisidir der. İnsan özgürdür, insan özgürlüktür. Dolayısıyla temel sorun şudur: Bu özgürlüğümüzü nasıl kullanacağız?

Yöneten: Erdal Beşikçioğlu
Yönetmen Yrd: Elvin Beşikçioğlu
François :Ayça Eren
Sorbier: Adem Aydil
Canoris: Ali Yoğurtçuoğlu
Lucie: Elvin Beşikçioğlu
Henri: Aytek Şayan
Jean: Erdal Beşikçioğlu
Clochet: Berkan Şal
Landrieu: Burak Küçükosman