Dilek Türker - Tiyatro Ayna bir ilke daha imza atarak, Türkan Saylan’ın hayatını sahneye taşıyor…
“TÜRKAN IŞIK YOLCUSU”

Kuruluşundan bu yana oyun seçimlerinde toplumsal ve sanatsal kaygıları bir arada taşıyan, belli bir amaca hizmet eden, Dilek Türker/Tiyatro Ayna, yeni projesi ile bu yıl da sanat yaşamınıza unutulmaz bir eser kazandırıyor. Sezonu Ayşe Kulin’in “Türkan, TEK VE TEK BAŞINA” adlı romanından, İpek Kadılar Altıner tarafından oyunlaştırılan “TÜRKAN IŞIK YOLCUSU” ile açıyor.

Hakan Altıner tarafından sahneye koyulan; oyununun dekor ve kostüm tasarımı büyük başarılara imza atmış sanatçı; Osman Şengezer’in, müzikleri ise dahi müzisyen Fazıl Say’ın imzasını taşıyor.

Baş rollerini “Devlet Sanatçısı” Dilek Türker, “Afife Tiyatro Ödülleri; En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü kazanmış olan Yeşim Alıç ve Şehir Tiyatrosu Sanatçısı Gül Akelli’nin üstlendiği oyunda usta sanatçılara, Ankara Sanat Tiyatrosunun ödüllü oyuncusu Ebru Saçar ve Yiğit Çelik eşlik ediyor. Bunun yanı sıra oyunun koreografisi İhsan Bengier, ışık tasarımı ise Yüksel Aymaz imzalı.

Prof. Dr. Türkan Saylan’ın, son dönemini de kapsayan “Türkan Tek ve Tek Başına “ adlı eser Ayşe Kulin tarafından kaleme alınmıştır. Prof. Dr. Türkan Saylan’ın arzusu üzerine Ayşe Kulin tarafından yazılan bu eser, kitaplarına, yazılarına, mektuplarına el konulduğu son döneminde Türkan Saylan’ın en eski ve en yakın arkadaşlarından biri olan Gökşin Sanal’ın, 13 yaşından itibaren yazıştıkları mektuplardan bölümler vermesiyle insani yönlerinin ön planda olduğu bir boyut kazanmıştır.

Tiyatro Ayna- Dilek Türker, Prof. Dr. Türkan Saylan’ın tıp ve eğitim alanında ülkemize kazandırdıkları ve oluşturduğu değerler için verdiği mücadeleleri sahne diliyle anlatmak, tiyatro seyircisiyle bu aydınlık insanın yaşamını paylaşmak niyetiyle eseri tiyatroya taşımıştır. Ancak, tiyatroya kazandırılan bu eser; özellikle sadece ülkemizde değil, tüm dünya ülkelerinde bir evlat, bir anne, bir eş, bir vatandaş ve bir doktor olarak; ışığa ulaşmak için mücadele veren bir kadının yolculuğunu seyircisine ulaştırmayı hedeflemiştir.

İki saate bir yaşamı sığdırmak, arzu edildiği kadar tarihini anlatmak mümkün olmasa da, bu oyunda; tiyatronun kendine has doğallığında bir insanın gençlik düşleriyle buluşan gerçek yaşamının kesitlerini gözden geçiriyoruz.
Bir ömrü kolayca yaşamak mümkün olmasa da, yaşanmaya değer bir hayat sürdürmüş olmak mümkündür. İyi seyirler dileriz.

Daha sahnelenmeye başlamadan biletleri tükenmeye başlayan oyunun birçok seansına yer bulunamıyor.