Grup Empula - Epulim Horoncuları

Etkinlik Konser Parti Grup Empula - Epulim Horoncuları

Tarihler: 18 Şubat 2009 Çarşamba ~ 18 Şubat 2009 Çarşamba - Saat: 21:30

Yer: Studio Live

Ücret: 15,00 TL - 1 (bir) bira dahildir.

Nereden Alınır: www.biletix.com, Biletix Satış Noktaları, Biletix Çağrı Merkezi: 0216 556 98 00, Studio Live

Adres: Sakızağacı Cad. No: 33/4 Beyoğlu Adalar İstanbul

Telefon: 0212 244 77 12 - www.studiolive.com.tr

Paylaş: TwitterFacebookGoogle+

istanbul.net.trŞub 18, 2009 ~ Şub 18, 2009
Kaderimizdir çekip gitmeler... Birilerinin çıkar kavgasında geçirdiği zamanlarımızın acımasız oyunlarıdır bizim için ölüm. Kimi zaman Çernobil demişler Azraillimizin adına, kimi zaman da Niyazi demişler yolu olmayan yerlerden kışın sırtlarda taşınan ve hastaneye bile yetişemeyen hastalarımızın lakabına… Yine de gülmüşüz hayatın ta orta yerine ve küfretmekten beter etmişiz onu her daim.

Yolumuz kapanmış; toplanmış açmışız kimseden yardım beklemeden. Aç kalmışız ekmiş biçmiş, yardımlaşmış doymuşuz yarım yarım da olsa kendi kendimize küçük hayatlarımızda. Gene de aman dilememişiz kimseden. Kendi ayaklarımız üstünde durmuşuz. Bizi savaş tazminatı diyerek ellere vatan toprağı olarak satmışlar; kırılmışız, ama yine de hiç küfretmemişiz. Hep bir an kollamışız özgürlük için ve Atamızın ilk adımıyla biz de başlamışız bizi unutan vatanımızı kurtarmaya ölümüne.

Evet; “asi”yiz biraz. Dikine biraz burnumuz. Kafamıza hemen yatmaz her şey öyle kolayca belki. Ama biz böyle var olmuşuz binlerce yıldır bu yemyeşil coğrafyada ve bu zor doğa koşullarında. Benim dedem elektriği 1988’de görmüş ilk defa evinde. Televizyonu hiç sormayın, ben söylemekten utanıyorum. Kim duymuş bugüne kadar bizden “devlet bize televizyon versin” isteğini?

20–25 yıl “Temel” adını koyamamış babam Trabzon’da, dalga geçiyorlar diye bu isimle. Kendimizi de geçmişiz herkesi güldürür olmuşuz. Acılarımızı içimize atmış bir de kendimizle dalga geçilmesini göze alarak güldürmeyi sevmişiz insanları. Salak yerine koyulmuşuz kahkahalarla gülünürken ve yine efendiliğimizi bozmamışız kimseye karşı. Hayatı sevmişiz ölesiye ve karşılık beklemeden. Vatanımıza vermişiz kanımızı canımızı.

Ta öte denizden nükleer santraller patlamış, uğruna binlerimizi on binlerimizi kurban vermişiz, kimse kılını kıpırdatmamış. Her aileden en az birkaç kişi duyarsınız kansere yakalanmış ve herkes bilir bu acının nasıl bir şey olduğunu. Susmuşuz, içimize atmışız.

Gerçek sanatçılar çıkarmışız içimizden, onları bile ancak ölümüne acıyarak dinlemişsiniz lütfederek. Ağlamayana meme vermezlermiş. Biz hiç ağlamadık. Hep güldük dünyaya karşı. Belki de suçumuz buydu da unutulduk çoğu zaman.

Bunlara itiraz mı ediyoruz biz: Hayır. Aksine; aynen atalarımızın yaptığını yapmak için karşınızdayız: içimizdeki hayat sevincini tüm dünyaya hissettirebilmek uğruna almışız elimize tulumumuzu, kemençemizi, akordeonumuzu, gitarımızı… Haydi siz de gelin ve bu hayat sevincini bizimle hissedin. Aynen ilkokulda hepimizin her sabah içtiği anttaki gibi: varlığımızın tek nedeni tüm insanların varlığına varlığımızı hediye etmektir.

Haydi, siz de bu sese kulak verin. İçinizi kaplayacak her duygu bizi biraz daha cesaretlendirecektir… Ne tulumu susar bu coğrafyanın, ne ağlaması ne gülmesi. Madem hep beraber yaşıyoruz, ne kırgınlık kalsın, ne de sevgisi ve coşkusu eksik olsun gözlerimizin. Sevgi için varız, paylaşmak için. Tatmak, yeri geldiğinde âşık olmak için varız. Kim veya ne olursak olalım: aynı horonu beraber tepmemek için kimin ne nedeni olabilir ki?

istanbul.net.trKültür EtkinlikSinemaKitapYeme İçmeAlışverişUlaşımİstanbul RehberiSarı SayfalarOtel RehberiGezi Rehberiİstanbul HaberleriKent RehberiSöyleşi RöportajKritikÜyelikHava Durumu