Romandaki Sinan ve Fırat’ın hikayesinin toplumda bir karşılığı olduğuna değinen Cevat Turan, “Bana göre sadece ‘coğrafya’ değil insanın ailesi de kaderidir. Çünkü doğduğumuz ailenin geldiği geleneksel kültür ne ise biz de ona yakın gelişiyoruz. Sadece anne-babaları hayattan koparılan evlatlar değil, evlatları ellerinden alınan anne babaların gerçeği o kadar acı ve gerçek ki. Cumartesi Anneleri’nin kaderi de ailede bitmiyor mu örneğin? Tabii öte yandan belirlenmiş olduğuna inandığımız ‘yazgı’ da söz konusu. Ben yazgıya inanmıyorum. Yazgımızdan memnun değilsek değiştirebilme iradesi bizim elimizde saklı. Ancak toplumun hafızası işgal altında olduğu için değişim nesiller boyu sürüyor. İlerlemek dediğimiz olgu değiştirilemez diyalektik bir kanun. Ancak Fırat gibi birileri çıkıp ‘ben bu süreci hızlandıracağım’ dediğinde ‘Mühür’ ortaya çıkıyor” ifadelerini kullandı.
Yazar Cevat Turan, üzerinde çalıştığı bir roman dosyasının daha olduğunu belirterek, öykü ve şiir dosyasının da tamamlanmak üzere olduğunu kaydetti.
Sitemizde yer alan Mekan sahipleri ,etkinlik düzenleyenler, Kare (QR) kodunuzu oluşturun, bilgilerinizi mobil kullanıcılarla kolayca paylaşın. Oluşturduğunuz kare (QR) kodu yazıcınızdan basarak hemen kullanabilirsiniz.