Rejisör: Alexandre Abellan
Hareket Tasarımı: Stephanie Parent, İlyas Odman
Dans ve Oyun: Stephanie Parent & İlyas Odman
Kostüm & Dekor Tasarım: Turgut Kocaman
Işık Tasarım: Apo Kaya
Müzik: Arvo Pârt, Cathy Berberian, Villa Lobos, Tribute to Gainsbourg
Türkiye’de yaşayan Fransız tiyatro insanı Alexandre Abellan’ın kara komedisi olan eser; iki dansçının “sanatsal yaratım” sürecindeki halleri hakkında, bir dans işinden çok bir “commedia dell’arte” işi olarak sayılabilir. Eserde giderek oynadıkları karakterlere dönüşen oyuncular üzerinden “sanat ne? ”, “çağdaş sanat ne? ”, “sanatçı kim ?” gibi sorulara cevap aranıyor. “Narsis ve Eko”nun bilinen mitolojik hikayesi hakkında bir çağdaş dans gösterisi yapmaya uğraşan iki dansçının “sahne alanı” ve “prova alanı” olarak ikiye ayrılan performans mekanı içersinde giderek canlandırdıkları tiplemelere dönüşmeleri üzerine kurulu dans tiyatrosu, dansda hareket dışında bir oluşum arayan rejisörün profesyonel dansçılarla gerçekleştirdiği ilk çalışma. Gelecek sezon içerisinde hem yurtiçi hem de yurtdışı turnelerle dolaşacak eserin bu temsili bu sezonki son gösterimi olacak.
Konsept:
Çağdaş dans, çoğul ve çeşitli kökene sahip diliyle sorgulamaktan başka bir şey yapmaz: işte böylece dogmadan uzaklaşır. Melez özelliği içersinde tüm "karşı çıkılamaz temel gerçek" deneni çözer.Aynı anda, "piçliğini" unuttuğu noktada ise hermetisizmiyle korkutur. Soyutlama potansiyeli onu hermetik, yani mekan ve zamandan uzak ve gizemli kılmamalıdır: kodların, şifrelerin karışımı onların yok sayılması demek değildir. Çözülemez, usta ve biçimsel haliyle, sadece kendileri olan, kendi tanıklıklarına tanıklık eden, kendi kavramlarını eleştiren, narsis ve kendi içinden gelen yankı dışındakinden mahrum olanlara ulaşmaz, onlara soru sormaz. Narsisizm arınmıştır, kendi vücuduna büyüleyici bir hayranlık uyandırmanın dışında bir şey üretmez, çevreyi yok eder. Ürettiği mesafe, yaratıcılığa yol açmaz, tersine onu ortadan kaldırır, dipsiz bir kuyuya yerleştirir. Güzelin yaratmak için vazgeçilmez olduğu kanısı, çirkini, mükemmel olmayanı yok saymaya kadar gider. Bu, elitist ve faşist bir yaklaşımdır. Biçimsel soruların ortasında, beslendiği ideal ve arıtılmış formun arayışında, çağdaş dans, faşist olabilir, bellek yitimine uğrayabilir.