Kas 1, 2023 ~ Haz 2, 2024
“Yürüyen Sanat” adlı sergi önemli bir etkinlik ve Türkiye ile İtalya’nın ortak çıkarlarına yönelik kültürel, tarihsel ve ekonomik unsurları tanımak için yeni bir fırsat. Colosseum Kültür Merkezi’nin yürüttüğü sergi, İstanbul İtalyan Kültür Merkezi ve CEVAHİR Alışveriş Merkezi işbirliğiyle İtalyan Ayı etkinlikleri kapsamında gerçekleşiyor.
Bu girişim, İtalya’da kendi sektöründeki sanayiinin gelişimini belirleyen ayakkabının tarihsel ve sosyal evrimini anlatıyor. 150’den fazla ayakkabı, beş asırlık tarih, dizayn ve evrimi, ayrıca yeni buluşların ve projelerin onu nasıl bir “aksesuar” gibi algıladığımızı ve üretimini gösteriyor. Sergiyi tamamlayan sinema ve reklam afişleri bir devrin geleneklerini ve yaşam stilini kısaca hatırlatıyor.
Serginin küratörlüğünü yapan Mimar Luciano Calosso sergiyle ilgili düşüncelerini şu sözlerle dile getiriyor: “Sergilenen yüksek moda ayakkabılar, yalnız İtalya’da üretilmiş ve en büyük İtalyan ve yabancı stilistlerin imzasını taşıyan ürünlerin bir sentezidir. Bir döneme ait olan ayakkabılar ise, Colosseum tarafından o devirleri en iyi şekilde temsil etmeleri için zahmetli bir tarihsel araştırma sonucu seçilmişlerdir. 1700’lere kadar olanlar orijinal modellerinin sadık bir röprodüksiyonudur, diğerlerinin hepsi otantiktir. Sergide klasik bale sanatçısı Carla Fracci’nin ve 2006 Dünya Kupası finalinde futbolcu Francesco Totti’nin giydiği ayakkabılar da var. Bu, ayakkabının spor ve dans gibi bir takım aktivitelerde başrolde olduğunu vurgulamak amacıyla düşünülmüştür. Yüksek moda ayakkabıların hepsi, ayakkabı üreten ve Riva del Brenta’da önemli bir müzeye sahip olan ROSSIMODA firmasının koleksiyonudur. Onlarca yıldır tiyatro ve uluslararası sinema için ayakkabı üreten ARDITI firması ise gösteri dünyasında yer alan özgün bir zanaatı temsil etmek üzere sergiye dahil edilmiştir.”
Serginin yardımcı küratörü, kostümcü ve stilist Enrica Barbano ise sergiyle ilgili şu sözleri söylüyor: “Ayakkabı binlerce yıllık bir tarihe sahip ve ortaya çıkışının ilk dönemlerinden itibaren o kadar itibar gören bir nesne oldu ki, bazı devirlerde, ayakkabının model ve renk olarak seçimi onu giyen kişinin ait olduğu sosyal sınıfı bile belirleyebiliyordu.
Orta Çağ’ın sonlarından itibaren her ayakkabı, modanın ve ayrıca onun uygun olmayan kullanımı sonucu sosyal sınıflar arasında karışıklığı sınırlama ve yasaklama amacıyla çıkarılan kanunların konusu olmuştur. Orta Çağ’da ayakkabının daha uzun olması üst sınıfa ait olmanın göstergesiydi ve zanaatkarlar zengin burjuvazi için gittikçe daha zarif ve pahalı modeller yaparken düşük gelirli sınıflar için ise kısa ayakkabılar üretiyorlardı.
Bir başka örnek ise 1464’te çıkarılan kanunlardır; bu kanunlar Floransa’lı köylülerin ayakkabı giymesini engelleyip onların yalnız tahta takunya giymesini öngörürler. Aynı devirde, Venedik’te ise bir üstünlük ve hile aracı olabileceği için, 50 cm.’e kadar olan ayakkabıları yasaklar.
İçinde bulunduğumuz bu asırda da ayakkabılar, bir aksesuar olmaktan öte, ruh halimizi, arzularımızı ve ait olduğumuz sosyal sınıfı temsil eder ve giydiğimiz herşeyden çok kimliğimizi tanımlar. Başkaları tarafından tanınabilir olma isteği bugün baskın oluyor ve dolayısıyla kişiye özel yapılmış ayakkabı kullanımı insanlara daha bir keyif veriyor.”
Kas 1, 2023 ~ Haz 2, 2024
Ara 21, 2023 ~ Tem 10, 2024
Oca 23, 2024 ~ May 19, 2024
Şub 15, 2024 ~ Ağu 11, 2024
Şub 29, 2024 ~ Ağu 31, 2024