2002 yılında flamenko sevenlere ortak bir buluşma noktası sunmak amacıyla Melek Yel öncülüğünde kurulan Flamenkoevi danstan müziğe flamenkonun yaşam bulduğu tüm alanlara ilgi duyanların katkılarıyla varlığını sürdürmektedir. Düzenli aralıklarla flamenko gösterileri gerçekleştiren atölye, gösterilerinde geleneksel (puro) flamenkodan güç alan, ancak farklı nefeslere ve açılımlara da olanak tanıyan denemeler sunmayı amaçlamaktadır. Bu sezon ise, Flamenko’nun önemli mihenk taşlarından sayılan; “… Genzinden bütün Arabistan’ın petrolü alevle fışkıran, damağında Faslı çocukların topaçları dönen, dişlerinin arasından Cebelitarık’ın karayeli esen…” Camaron’un hayatını sahneye taşıyacaklar. 60 dansçı ve 8 müzisyenin yer aldığı gösterinin sahne ve ışık tasarımı Metin Balay; özgün fikir ve yönetim ise Melek Yel imzasını taşıyor.
“1992 yılında, akciğer kanserinden hayata veda eden, cenaze törenine yüz binin üzerinde seveninin katıldığı; naşı Çingene bayrağına sarılarak, öteki olmanın haklı gururuyla taşınan Camaron, Franco dönemi Çingenelerin haykıran sesi olmuştur. Franco’nun İspanya’yı kurnazca, ancak merhametsizce yeniden şekillendirme politikasından Flamenko da nasibini almış: İçi boşaltılmış, kozmetik yollarla rötuşlayarak eğlencelik, apolitik bir uyuşturucu olarak Futbol ve Fiesta’nın yanında bir yer verilmiştir.
Camaron ise politik bir direnişte bulunmadı, tek bildiği şarkı söylemekti. O da, kendine benzemeyen dile, dine, kültüre, fiziğe, ten rengine katlanması olmayan, soluk almasına izin vermeyen Franco’nun sabit ve hoyrat İspanya’sında açık yüreklilikle “Ben bir Çingeneyim” diyerek şarkılarını söyledi.”