Duvara Karşı

54. Berlin Uluslararası Festivali’nde en iyi film seçilerek Altın Ayı ödülünün sahibi olan “Duvara Karşı”, tutucu ailesinin baskısından kurtulmak için intihara teşebbüs eden ve ardından hastanede karşılaştığı 40 yaşlarındaki bir Türk’le göstermelik bir evlilik yapan genç bir Türk kızının hikâyesini beyazperdeye yansıtıyor.

Akın, filmin konusu üzerinde uzun yıllardır düşünüyormuş. Bu fikir aklına kişisel bir deneyim aracılığıyla gelmiş: “Bir keresinde Türk bir kız arkadaşım vardı, hani şu ‘kanka’ olduğunuz türden bir arkadaş. Onunla göstermelik evlilik yapmamı istedi” diyor yönetmen. Ama ilk başta bir komedi olarak düşündüğü film, sonuçta üzücü bir aşk hikayesine dönüşmüş.
Konu üzerinde araştırma yaparken yeni Türk sinemasına ilgi duymaya başlayan yönetmen, bu konuda da “Türk yeni-gerçekçiliği gerçekten bazı başyapıtlar yarattı. Bunlar, içlerinde komedi ile trajediyi içiçe barındıran çok ciddi, çok yoğun filmler. Bu, gerçek bir sanat” şeklinde konuşuyor. Akın’ın bu sinema cevherlerine duyduğu hayranlık “Duvara Karşı”da kendini göstermiş.
Ama hikayenin daha karanlık bölgelere yönelmesinin bir nedeni daha olmuş: Başrol oyuncusu Birol Ünel. Akın ve Ünel’in tanışması Akın’ın pek çok ödül toplayan ilk uzun metrajlı sinema filmi “Kurz und schmerzlos”la (1997) olmuş. “Ona hayranım. O, Kurt Cobain ve Jim Morrison gibi, şiirsel öz-yıkımı yücelten biri” diyor Akın ve ekliyor: “‘Kayıp ruh’ Cahit rolü Birol’a çok yakın biçimde uyarlandı.”
Çekimleri kronolojik sıraya göre gerçekleştirilen filmin ağırlıklı olarak geleneksel Türk müziği parçalarından oluşan melankolik şarkıları, aktris ve yönetmen İdil Üner tarafından yorumlanmış. Akın neden Üner’i seçtiğini “İdil’in harika bir sesi var. Ayrıca, o benim uğurum ve her projemde yer alması gerekiyor” sözleriyle açıklıyor.