New Yorklu besteci ve saksofoncu Seamus Blake günümüz cazının en önemli isimlerinden. Cesur doğaçlamaları ile tanınan sanatçı için John Scofield ‘olağanüstü, bir saksofoncu’ yorumunda bulunmuştu. İkili Scofield’ın ‘Quiet Band’ isimli projesinde beraber çalışmıştı. Seamus Blake 24 yıllık kariyeri boyunca usta müzisyenliği, besteciliği ve liderliği ile ön plana çıktı.
2018 Şubat’ından beri Paris’te yaşayan Seamus Blake son albümü ’Superconductor’daki bestelerini Avrupa’nın birçok önemli orkestrasıyla canlı çaldı. Bunların arasında Latvian Radio Jazz Band, Trondheim Big Band, The Sibis Alumni Big Band (Sibelius Enstitüsü, Helsinki) yer alıyor. ’Superconductor’ albümünde sanatçıya Nate Smith, Matt Garrison, Scott Kinsey ve yedi kişilik bir orkestra topluluğu eşlik etti. Ayrıca albümde konuk sanatçı olarak John Scofield ve Gonzalo Rubalcaba gibi iki efsane isim yer aldı. Bu albümde Seamus’ı ilk kez EWI, electronic wind instrument, yani elektronik nefesli enstrüman icra ederken duyuyoruz. Sanatçı 2015 yılında Gonzalo Rubalcaba’nın Grammy adaylığı bulunan ‘Camino’ albümünde de yer almıştı.
Seamus Blake 1970’te İngiltere’de dünyaya geldi ve Vancouver, Kanada’da büyüdü. 21 yaşında hala Berklee’de öğrenci iken efsanevi davulcu Victor Lewis’in albümünde çalmak için davet aldı. Mezuniyetinden sonra New York’a taşındı ve adını burada duyurdu. 2002 yılında Thelonious Monk Uluslararası Jazz Saksofon Yarışması’nda birinci oldu. Kazanan yarışmacı olarak Wayne Shorter ve Herbie Hancock ile sahne aldı. Lider olarak 16 albümde yer alan müzisyen, eşlikçi olarak ise 70’ten fazla albüme katkı sağladı.
Mingus orkestrasının Grammy adayı olmuş toplam altı albümünde yer alan Seamus, bugün Bill Stewart, Kevin Hays, David Kikoski, Alex Sipiagin gibi isimlerle çalmaya devam ediyor. Daha önce John Scofield’ın ‘Quiet Band’inin üyesi olan saksofoncu Dave Douglas’ın grubunda da uzun süre yer aldı. Beraber sahne aldığı diğer müzisyenler arasında Eric Reed, Ethan Iverson, Chris Cheek, Matt Penman ve niceleri yer alıyor.