Hezarfen Ensemble, Şerefiye Sarnıcı'nda...

Hezarfen’in her bir konseri ayrı bir macera diyebiliriz. Topluluk onuncu sezonuna başlarken uluslararası olarak modern müzik icraları ile tanınırlığını arttırıyor olmanın yanında, enerjisi ve canlılığı ile gittikçe daha fazla insanın dikkatini çekiyor. Hezarfen sayısız defa dünyanın çeşitli yerlerinden eserlerin ilk seslendirmesini yaptığı gibi Türk bestecilerinin eserlerini de Avrupalı dinleyicilere taşıdı. 

Hezarfen’in disiplinlerarası çalışmaları daha küçük ölçekli elektronik müzik, şiir, video’nun konserlere katılmasından (Sound and Music), dans, müzikal, canlı video sanatı ve oda operası (Deniz Küstü, Say I am You) gibi çok daha büyük ölçekli projeleri de içermektedir. Bu projelerle hem Türkiye’de modern müziğin ileri bir seviyeye gelmesine yardımcı olurken hem de Avrupa’da festivallerde verdiği konserlerle tanınırlığını arttırıyor. 

Yurt dışında gerçekleştirdiği önemli konserlerden bazıları şöyle: MärzMusik (Berlin, 2013), Rotterdam Operadagen (2012), Divan Project (Berlin ve İstanbul 2018) Klangzeit Festival Münster (2013), Essen Cultural Capital (2010), GHI, Rome (2016) ve the Trieste Prima Festival (2015) Eight Bridges Festival (2017) 

Kendi ülkesi Türkiye’de topluluk sık sık İstanbul Müzik Festivalinde yer aldığı gibi (2011, 2012, 2016, 2021), Borusan Müzik Evi (2010-2020), BAUART & Yapı Kredi (2018), Akbank Sanat (2011), Boğaziçi Üniversitesi (2013), Bilkent Besteciler Günleri (2011-19) Fransız Enstitüsü (2011), A. Adnan Saygun Sanat Merkezi Izmir (2012), Koç Üniversitesi (2015), Goethe Enstitüsü (2011-2020), İtalya, Hollanda ve Avusturya Kültür Merkezleri (2017, 2012 ve 2016-17) gibi yerlerde de konserler verdi. 

2015’ten bu yana Hezarfen Ensemble Avrupa Birliği tarafından finanse edilen “Doğu ve Batı’nın Ötesinde” başlıklı bilimsel araştırma projesine ev sahipliği yapmakta. Bu proje ile Hezarfen’in uzun yıllardır hedeflediği Türk geleneksel çalgıları ve seslerini modern müziğin içine dahil etmek ve sözlü/yazılı bağlantıların evrime uğrayan geleneklerle ilişkisini araştırmak mümkün olmakta.

Mayıs 2020'de Beat Furrer tarafından kurulan ve yürütülen Klangforum Wien’le beraber Ankara Yeni Müzik Festivali’nin kapanış konserini gerçekleştirecek. Bu yıl yine Hezarfen, makam enstrümanlarını içeren bir programla ve yedi yeni komisyonla İngiltere'de ilk kez Nisan ayında Bristol’de konser verecek. Yaşar Kemal'in göçebe ve pastoral kültürlerin yok oluşunu tasvir eden Bin Boğalar Efsanesi, Michael Ellison’un müziğiyle 2021’de ilk kez sahnelenecek. 


Hezarfen Ensemble’ın özellikle genç türk bestecilerini destekleyen bu programı, Hezarfen Bilkent Akademi 2018 finalistlerinin, Yurdusev, Çekem, Aslan ve Turhan’ın, Hezarfen Topluluğu için yazılmış eserleridir. Hezarfen Bilkent Academy, Hezarfen’in Bilkent Üniversitesi ile ortaklaşa yürüttüğü, genç besteciler için yıllık Akademi Projesi’dir ve Türk üniversiteleri eğitim programının bir parçasıdır. Bu Akademi projesine ek olarak, Hezarfen Ensemble düzenli konser faaliyetleri sırasında eserlerini tanıtmak ve desteklemek için genç bestecilerin parçalarını konser programlarına alıyor. 

Program

Arda Turhan: „Campell‘in Glissandolari“  Yaylı çalgılar dörtlüsü için
Artun Çekem: “Lesser Beings“  Yaylı çalgılar dörtlüsü için
Özkan Manav: Horon!  Solo keman için 
Deniz Aslan: „Gri“  Yaylı çalgılar dörtlüsü için
Arda Yurdusev: „Senri“  Yaylı çalgılar dörtlüsü için
Haydar Solo viyola için (Düzenleme: Hakan Şensoy)
Özkan Manav: „Land of beautiful horses“  Yaylı çalgılar dörtlüsü için 

Hezarfen Ensemble
Özcan Ulucan Keman
Şenol Aydın Keman
Ulrich Mertin Viyola
Gökhan Bağcı Viyolonsel