“Tebriz’den Toros’a” projesi, zaman ve mekândan yola çıkarak, Tebriz’den Toroslar’a doğru bu coğrafyanın düşünürlerinin izini sürüyor. Şems’ten Mevlâna’ya, Nesimi’den Fuzuli’ye, Şah Hatai’den, Yunus Emre’ye, Pir Sultan’dan Çekiç Ali’ye, Balım Sultan’dan Ali Ekber Çiçek’e, Neşet Ertaş’tan Aşık Mahsuni’ye uzanan konserde, bu coğrafyanın güçlü ezgilerini dinlerken, bu ezgilerin hangi düşünsel iklimden beslendiğini de görmek mümkün oluyor.
“Tebrizden Toras’a” projesi adını Tebriz’den ve Toros Dağları’ndan alıyor. Eskiden Tebriz şehri Tavrij, Tavros ve Tovros olarak da anılıyordu. Tebriz ve Toros Dağları, eski, değerli bir medeniyeti koruyan parantezler olarak da düşünülebilir. Bölgelerin dil ve tarzlarında farklılıklar olsa da, konserde göreceğiniz gibi, ritüel müziklerinde hakikatin dili ve rengi değişmiyor.
“Tebriz’den Toros’a” projesi, bu coğrafyanın güçlü müzikal geleneğini, güçlü bir yorumla sergilerken, kendi yaşadıkları dönemlerde “yeni kapılar açmak” peşinde olan bu değerli isimleri tekrar gündeme getirerek, kendine alternatif bir yol çiziyor.