PİLEVNELİ Project, Ahmet Güneştekin’in “Hafıza Odası” adlı sergisine ev sahipliği yapmaya
hazırlanıyor. Sergi, PİLEVNELİ Mecidiyeköy’de 6 Aralık 2019 - 26 Ocak 2020 tarihleri
arasında izlenebilecek.
Güneştekin’in nesneler üzerinden bellek politikalarının doğasına baktığı işlerinden oluşan “Hafıza Odası”, son yıllarda gerçekleştirdiği en kapsamlı sergisi.
Daax Corporation sponsorluğunda düzenlenen sergi, sanatçının farklı sanatsal disiplinlerle
etkileşim içinde çalıştığı yapıtlarını bir araya getirerek, materyalleri yorumlama çeşitliliğine ve
sergileme pratiğine bakıyor.
“Hafıza Odası”nda sanatçının anıları çağrıştıran nesnelerle ortaya koyduğu enstalasyonları ile
kimi şaşırtıcı özellikleriyle dile ve hatta düşüncelere dair neyin doğal olduğu sorusuna
bambaşka açılardan bakmamızı sağlayan video yerleştirmeleri yer alıyor. Sergide ayrıca
sanatçının çağrıştırıcı fragmanları bir anlatı olarak okunabilecek formda birleştirme süreciyle
ortaya koyduğu kırkyamaları; gerçeküstü, grotesk ve çok renkli seramikleri; tuval yüzeyine
dışbükey metal yarımküreler yerleştirerek ürettiği boyutlu işleri ve geleneksel pratiklerin
dışında kalan yapıtları yer alıyor.
“Hafıza Odası”, sanatçının nesnelerle oynama biçimlerine odaklanıyor ve şu temel soruları
soruyor: Anılar ne işe yarar? Belleğimiz geçmişimizi nasıl yapılandırır? Bir nesneyi anımsatıcı,
çağrıştıran yapan şey nedir? Nesneleri kavramlar üzerinde düşünmek, özdeşleşmek veya
hatıraları somutlaştırmak için nasıl kullanırız? Geçmişin nasıl hatırlanacağına kim karar verir?
Bellek politikaları nasıl oluşur?
Eşya ve mekânın kullanım şekilleri, hissettirdikleri, anımsattıkları, kişisel yaşantılara, geçmişe,
yaşa ve toplumsal cinsiyet deneyimlerine göre farklılıklar gösterir. Aynı eşyalar ve mekanlar,
farklı bireyler tarafından farklı anlamlarla, duygularla, deneyimlerle kullanılır. Eşyanın ve
mekânın sadece bir nesne, bir yer olmalarının dışındaki anlamları sanatçının
enstalasyonlarında güçlü bir şekilde karşımıza çıkıyor. Sergi esasen bir nesnenin farklı
zamanlarda dünyayı anlamaya yardımcı olabilecek bir fikre dönüşebileceğine işaret ediyor.
Genel olarak değerlendirildiğinde nesneler, birlikte düşündüğümüz ve yaşadığımız şeyleri
unutmamamız için inatçı hatırlatıcılar olarak karşımıza çıkıyor.
Öte yandan sergide sanatçının dil ile düşünüş biçimleri arasındaki ilişkiyi de ele aldığını
görüyoruz. Zaten -ister yazılı ister sözlü olsun- dil, sanatçının eserlerinde başat bir yaratım ve
tasarım ögesi. Güneştekin bu ilişkiye dair fikirlerini aktarmak için ise hareketli görüntünün
olanaklarından yararlanıyor.
Sergiye PİLEVNELİ Project’in yayını olan kapsamlı bir kitap eşlik ediyor.