Galeri G-art, İstanbul’un hareketli yeni sanat sezonu içerisinde, Uluslararası İstanbul Bienali ile eş zamanlı olarak, Bienal izleyenlerine farklı bir pencere açacak Avangard sanatçı Can Yeşiloğlu / Onston’ un “Ottomatik Düşler” sergisi ile 25 Eylülde sezonu açıyor.
Sanat hayatında 10 yılı demlendirmiş ve kendi düş dünyasını kurmayı başarmış genç sanatçı
Can Yeşiloğlu / Onston, geçmişin Osmanlı imgesi ile bugünün megapol İstanbul'u arasında yeni
köprüler kurarak bir paralel evren kuruyor. Bu düş aleminde; yapılar hayvanlarla, makineler
insan bedenleri ile iç içe girip, yeni ve mutant diyebileceğimiz formlar yaratırlar. Bu dünyanın iş
makineleri etsel formalara, fesli "neo Osmanlı" beyleri ise sokak punk' larına karışırlar.
Yaklaşık 100 yıl önce gerçeküstücü sanatçılar, Freud'un psikanalizinin etkisi ile Otomatizm
denen yazı ve resim tekniğini keşfettiler. Otomatizm en basit tanımı ile aklın her türlü otosansürünün ötesinde, zihnin "saf" imgelerinin yazıya ve resme dönüşme serüveniydi. Avangard sanatçı Can Yeşiloğlu; gerçeküstücü Otomatizm kavramını sürekli yeniden ürettiğimiz (ve de tükettiğimiz) Osmanlı imgesi ile birleştirip; bir neoloji yaratıyor: Ottomatik Düşler..
Can Yeşiloğlu için Otomatizm(daha doğrusu Ottomatizm); yatışmış, sakin bir bilinçdışının değil;
çatışmalı, merkezsizleşmiş mekansızlaşmış, kaotik bir bilinçdışının sözcüsüdür.Onun imgesinde
Otomatizmin tedirgin edici, tekinsiz atmosferiyle; çocuksu düşlerin ve yetişkin ütopyaların
büyüsü iç içe girer. Şansın resme kattığı bu cazibe ile sanatçının ince ince kurguladığı düşler
portreler ile iç içe geçer. Ve kuşkusuz ressamın kendi şahsına münhasır bu düş dünyası,
heyecan kadar meraka, kaos kadar neşeye de ev sahipliği yapar.
Yeşiloğlu sadece bir yeni kelime icat etmiyor; aynı zamanda geçmişin Osmanlı imgesi ile bugünün megapol İstanbul’u arasında yeni köprüler kuruyor. Bu düşler şimdi yaşadığımız ve yarattığımız gelecek içinde; dün, bu gün ve yarının aynı anda buluştuğu, zamansal ve uzaysal bir kayma yaratarak; Can Yeşiloğlu/OnstOn dünyası diyeceğimiz bir paralel evren kuruyor.
Bu düş aleminde; yapılar hayvanlarla, makineler insan bedenleri ile iç içe girip, yeni ve mutant diyebileceğimiz formlar yaratırlar. Bu dünyanın iş makineleri etsel formalara, fesli “neo Osmanlı” beyleri ise sokak punk’larına karışırlar.
Ottomatik Düşler, bir ilk sergidir; fakat sanatında 10 yılı demlendirmiş ve kendi düş dünyasını kurmayı başarmış bir ressamın ilk sergisidir.
*** *** G-art 2003 yılından bu yana galeri gelirinin tamamını AÇEV (Anne Çocuk Eğitim Vakfı)’ e bağışlamaktadır.