311 Artworks, 19 Ocak-18 Şubat arasında Hakan Selçuk Bacak’ın ”Güzel Çirkinler, Çirkin Güzeller” adlı sergisine ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. 2005 yılında Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü'nde lisans eğitimini tamamlayan Bacak’ın bu ilk kişisel sergisi iki bölümden oluşuyor.
İlk bölümde sadece, geleneksel malzemeyle üretilmiş tuval üzeri yağlıboya resimler mevcut. Bunlar değişime uğratılmış hayvan resimleri. Çiçek yapraklarıyla bezenmiş sinek kafalı bir fil, soyut motiflerle süslenmiş bir zürafa, vb. İşlevselliğe değil de estetiğe hizmet eden bir evrime ya da gen transferine maruz kalmış gibi görünen hayvanlar. Güzelleştirilmiş çirkinler, yani “Güzel Çirkinler”.
Bu bölümde, güzelliği amaçlayan “soylu sanat (!)” etkisini arttırmak için geleneksel bir malzeme olan yağlıboya ve tuval seçildi. Yine bu “güzellik” ve “soylu sanat” vurgusunu arttırmak için, tuvaller Altın Oran ve Fibonacci Dizisi’ne uygun olarak düzenlendi.
Serginin ikinci bölümü olan “Çirkin Güzeller” ise, ilk bölümdeki resimlerin üretim sürecinde atölyede ortaya çıkan atıkların (eski fırçalar, stenciller, eskizler, National Geographic sayfaları, yenmiş pizzaların kutuları, vb.) tekrar kullanılmasıyla meydana getirilmiş işlerden oluşuyor. Çöpten, atıktan ortaya çıkmış güzeller. İlk bölümdeki “soylu sanat (!)”’la tezat oluşturacak biçimde, savruk, düzensiz ve döküntü görünümünde bu bölümdeki işler.
Sergi bu yapısıyla, bir geri dönüşüm ünitesi gibi çalışarak kendi içinde deviniyor. İki bölüme bütün olarak baktığımızda gen transferi kavramıyla tekrar karşılaşıyoruz, zira ikinci bölüm ilk bölümden taşınmış genlerle oluşturulmuş. Yani iki bölümdeki işler, birbirleriyle son derece tezat görünseler de, aralarında ciddi bir kan bağı var diyebiliriz. Atıkların tekrar kullanılmasıyla sağlanan bu kan bağı, üretim sürecinin gizemli yanıyla ilgili de ipucu veriyor izleyiciye.