Hakikat Ateşi,  seyircisiyle buluşuyor !

Yıl 922…

Bağdat… 

Dokuz yıldır zindanda güneş görmeyen, solmuş ve zayıf bedeniyle 64 yaşında yaşlı bir adam, Şehrin sokaklarında sürüklenerek Babüttak Meydanı’ndaki Dar’a getirildi. Adam hakkında “işkenceyle İdam” kararı verilmişti.

İşkenceler tam 3 gün boyunca devam etti. 

Hiç sesini çıkarmadı, 

Bilge adam, 

26 Mart Perşembe akşamüzeri, gün batmaktayken Dar’da son nefesini verdi.

İşte bin yüz yıl sonra buraya, bu tiyatro oyunuyla huzurumuza geldi…

O, Hüseyin Bin Mansur El Hallaç, 

Bir “Hakikat Arayacısı”,

Diğer tüm filozoflar gibi, 

Yaratıcığı gerçeği benliğinde demleyen  

Ve O’ dur "Ene’l Hak” diyen,

Hallaç, bu tiyatro oyunuyla izleyenlere demektedir ki;

“Kalbe ve zihne düşer “Hakikat Ateşi” önce, sonra yürür şuurun dehlizlerine, ulaşır varlığının her bir zerresine. Dışarıda değildir yani Hak ve hakikat, buradadır;  kalpte ve zihinde, her bir kims