Bir caz trompetçisi olmanın yanı sıra, aynı zamanda flugelhorn sanatçılığı, şarkıcılık, bestecilik ve fotoğrafçılık gibi diğer pek çok alanda da sanat icra ediyorsunuz. Bu çok yönlülüğünüz ve kendiniz hakkında bize kısaca bilgi verebilir misiniz?
Tüm bu özelliklerin ve alanların birbiriyle yakından ilişkili olduğuna kuvvetle inanıyorum. Detaylara inerseniz, bunların hepsinde aynı kural ve ilkeleri bulabilirsiniz. Bir saniyeden fazla sıkılmamanın, beni yönlendiren ana itici güçlerden biri olduğunu öğrenmem epey zamanımı aldı. Yaptığım şeyden keyif alıyorum.
Çoğunlukla, Alman Chet Baker olarak tanınıyorsunuz. Müziğinizi icra ederken, etkilendiğiniz veya kendiniz için model olarak gördüğünüz kimse var mı?
İdollerin ve etkilerin işin başında çok faydalı olduğuna inanıyorum. Bugün, ben herhangi bir idolü veya böyle bir şeyi düşünmüyorum. Bu alandaki ustalara sonsuz saygı duyuyorum ve çaldığım müzikte herhangi bir etki duyulacaksa, bunun en iyisi ve en zevklisi olmasını isterim.
Müziğinizde, geleneksel bebop sound’larından R&B ve elektronik müziğe ve rock, pop ve soul müziğe kadar çok sayıda farklı tarzla karşımıza çıkıyorsunuz. Bu sınırsız, benzersiz ve kendine has üslubunuzu neye atfediyorsunuz?
Kendimi özdeşleştirdiğim ve bağlı hissettiğim şeyin, belirli bir tarz veya kariyerle ilgili olmaktan ziyade, kendi SOUND’umla ilgili olduğunu keşfettiğim an benim için çok güzel bir andı. Kendimi çalarken bulduğum veya bir parçası olduğum hemen hemen her müzik tarzında kendi sound’umu tanıyabiliyorum. Asla kendimden başkası olmaya çalışmadığım için, bir parçası olma şansına eriştiğim her müziğe katkıda bulunmak bana keyif veriyor.
Kariyeriniz boyunca pek çok albüme ve çalışmaya imza attınız. 2018 yılında yayımlanan Nightfall albümünüzde, “Kariyerim boyunca, her zaman her şeyi en temel formuna indirgemeyi arzu ettim. Şimdi, bu projeyle, uzun vadeli hayallerimden birini gerçekleştirdim.” diyorsunuz. Gelecekte veya yakın gelecekte, uzun süre hayalini kurduğunuz veya tamamen farklı olan yeni projeleri hayata geçirecek misiniz? Eğer böyle projeleriniz varsa, bunlar nelerdir?
Ne mutlu ki, heybemde henüz gerçek anlamda yapmaktan vazgeçmediğim çok güzel bazı projeler var hâlâ. Bazen, bu projeleri kendilerini gösterme fırsatı bulamayacakları yanlış bir ortamda çıkmaya zorlamaktansa, biraz sabretmeniz gerekir. Zamanın, bir projeye otantik kişisel özellikler katmak için her zamankinden daha uygun olduğunu hissediyorum.
Türkiye’de bir konser vermek konusunda neler hissediyorsunuz? Türk müzik severler hakkında neler düşünüyorsunuz?
Grubumla İstanbul’da yeniden sahne almak konusunda sadece heyecanlanmaktan çok daha ötesini hissediyorum. Açıkçası, aradan uzun bir zaman geçti ve son 15 yıldır yapmakta olduğum çalışmalardan ve en son üzerinde çalıştığım ve akustik bas ve trompetten oluşan Nightfall projemden hazırlanmış çok kişisel bir seçkiyi karşınıza getirmekten mutluluk duyuyorum. Bu metropolde, Türk dinleyicilerin ne kadar açık fikirli olduklarını ve ne kadar çok kültürün bulunabileceğini hatırlıyorum.
Türkiye’de en çok ne yapmayı seviyorsunuz?
Bol bol fotoğraf çekmeyi ve şimdiye dek karşılaştığım en iyi restoranlardan bazılarında akşam yemeği yemeyi.
Hangi festivallerde yer almak istersiniz ya da en fazla zevk aldığımız festivaller hangileridir?
Çeşitli tarzlar, fotoğrafçılık ve diğer ilgi alanlarım arasındaki kişisel yaklaşımımda olduğu gibi, günümüzün spektrumuna ve dinleyicilerine açık olan festivalleri daha çok tercih ediyorum.
Röportaj: www.istanbul.net.tr
17.10.2018